Günah konusu üzerinde yazan herkes, Norman Powell Williamsın ilk Günah ve Düşüş: Tarihsel ve Eleştirel bir inceleme adlı eserine çok şey borçludur. Engin bilgiler ve zengin kaynaklarla dolu bir kitaptır bu. Ancak biraz eksikmiş. Basıldığı tarihten itibaren (1929), iki büyük akımda gelişmeler olmuştur. İlk olarak, hem Protestan hem de Roma Katolikler arasında Kutsal Kitapın günahla ilgili ilahiyatına Williamstan farklı bakan ilahiyatçılar çıkmıştır. İkinci olarak, Williams!a çok itici gelen Augustinein günahla ilgili görüşünü kendince canlandırmayı amaçlayan bir görüş yayılmıştır. Dünya tarihinde de çeşitli gelişmeler olmuş, yirminci yüzyıla damgasını vuran dehşet verici olaylar yaşanmıştır (2. Dünya Savaşı, Soykırım, Uluslararası Terörizm, Afrika, Latin Amerika ve Ortadoğudaki askeri diktaların vahşetleri). Bunların tümü, günah ilahiyatının yeniden değerlendirilmesini gerektirir.h adlı eserine de çok şey borçluyuz. Bu eser Reform ilahiyatını yürekli bir yaklaşımla, çağın ışığında ele alarak yeniden vurgular, üstelik bunu yaparken Reform ilhiyatının tarihsel öğretisindeki aşırılıklardan kaçınır.
Günah konusu üzerinde yazan herkes, Norman Powell Williamsın ilk Günah ve Düşüş: Tarihsel ve Eleştirel bir inceleme adlı eserine çok şey borçludur. Engin bilgiler ve zengin kaynaklarla dolu bir kitaptır bu. Ancak biraz eksikmiş. Basıldığı tarihten itibaren (1929), iki büyük akımda gelişmeler olmuştur. İlk olarak, hem Protestan hem de Roma Katolikler arasında Kutsal Kitapın günahla ilgili ilahiyatına Williamstan farklı bakan ilahiyatçılar çıkmıştır. İkinci olarak, Williams!a çok itici gelen Augustinein günahla ilgili görüşünü kendince canlandırmayı amaçlayan bir görüş yayılmıştır. Dünya tarihinde de çeşitli gelişmeler olmuş, yirminci yüzyıla damgasını vuran dehşet verici olaylar yaşanmıştır (2. Dünya Savaşı, Soykırım, Uluslararası Terörizm, Afrika, Latin Amerika ve Ortadoğudaki askeri diktaların vahşetleri). Bunların tümü, günah ilahiyatının yeniden değerlendirilmesini gerektirir.h adlı eserine de çok şey borçluyuz. Bu eser Reform ilahiyatını yürekli bir yaklaşımla, çağın ışığında ele alarak yeniden vurgular, üstelik bunu yaparken Reform ilhiyatının tarihsel öğretisindeki aşırılıklardan kaçınır.