Günümüzdeki bilim tarihi araştırmalarında genellikle Ortaçağ İslâm Dünyasına ilişkin bilimsel araştırmalar ihmal edilmektedir. Milattan sonra sekizinci ve on ikinci yüzyıllar arasındaki dönemde sadece Hıristiyan Ortaçağ Dünyasında yapılan (veya yapılamayan) çalışmalara bakılarak, tüm bilim tarihinde bu dönem Karanlık Çağ adıyla geçiştirilmektedir. Oysa bu dönemde Müslüman bilim adamları, Yunancadan Arapçaya yaptıkları çeviriler yoluyla Eski Çağ bilimini Arapçaya aktarabilmişler, aynı zamanda bu bilgiden yararlanarak bilime büyük katkılar yaparak insanlığın bilim macerasında kendilerine seçkin bir yer edinmeyi başarabilmişlerdir.
Günümüzdeki bilim tarihi araştırmalarında genellikle Ortaçağ İslâm Dünyasına ilişkin bilimsel araştırmalar ihmal edilmektedir. Milattan sonra sekizinci ve on ikinci yüzyıllar arasındaki dönemde sadece Hıristiyan Ortaçağ Dünyasında yapılan (veya yapılamayan) çalışmalara bakılarak, tüm bilim tarihinde bu dönem Karanlık Çağ adıyla geçiştirilmektedir. Oysa bu dönemde Müslüman bilim adamları, Yunancadan Arapçaya yaptıkları çeviriler yoluyla Eski Çağ bilimini Arapçaya aktarabilmişler, aynı zamanda bu bilgiden yararlanarak bilime büyük katkılar yaparak insanlığın bilim macerasında kendilerine seçkin bir yer edinmeyi başarabilmişlerdir.