Oliver Leamanın, çevirisini sunduğumuz bu kitabı, ortaçağ İslam dünyasındaki felsefî kavgalara bir giriş mahiyetindedir. Kitap, o dönemin felsefî çevrelerinde tartışma konusu olan, evrenin yoktan/yok iken yaratılışı, ruhun ölümsüzlüğü ya da diriliş, ahlâkın mahiyeti, doğal hukukla dinî hukuk arasındaki ilişki gibi bir dizi konuyu tartışmaktadır. Yazar, Fârâbî, İbn Sînâ, Gazzâlî, İbn Rüşd ve Musa İbn Meymunun sözünü ettiğimiz bu ve ilgili konulardaki kanıtlarının oldukça geniş bir tahlilini vermektedir. Bu arada, imanla akıl ya da din ile felsefe arasındaki çatışmanın önemi de özellikle ele alınıp incelenmektedir. Kitabın belirtilmesi gereken önemli yaklaşımlarından biri de, bu felsefî tartışmaların ne denli ilgi çekici olduğunu göstermek olduğu gibi; öte yandan, bu konularla ilgili olarak ortaya atılan kanıtların tarihsel olarak ilgi çekici olmalarının ötesinde başka bir değere sahip olmadıkları şeklindeki görüşü de eleştirmektedir. Doğrusu, kitapta tartışılan dünyayı yorumlamaya yönelik felsefî kanıtlar ve genel olarak düşünce sistemi, kültür açısından olduğu kadar ilahiyat açısından da son derece önemlidir. Bu bakımdan, İslam dünyası ile ilgili iktisat, siyaset ve toplumsal gelişmeler konusunda yapılan çok sayıda çalışma yanında, İslam düşünce sistemiyle ilgili olarak başlı başına böyle bir çalışmanın ortaya konmuş olması sevinilecek bir husustur.
Oliver Leamanın, çevirisini sunduğumuz bu kitabı, ortaçağ İslam dünyasındaki felsefî kavgalara bir giriş mahiyetindedir. Kitap, o dönemin felsefî çevrelerinde tartışma konusu olan, evrenin yoktan/yok iken yaratılışı, ruhun ölümsüzlüğü ya da diriliş, ahlâkın mahiyeti, doğal hukukla dinî hukuk arasındaki ilişki gibi bir dizi konuyu tartışmaktadır. Yazar, Fârâbî, İbn Sînâ, Gazzâlî, İbn Rüşd ve Musa İbn Meymunun sözünü ettiğimiz bu ve ilgili konulardaki kanıtlarının oldukça geniş bir tahlilini vermektedir. Bu arada, imanla akıl ya da din ile felsefe arasındaki çatışmanın önemi de özellikle ele alınıp incelenmektedir. Kitabın belirtilmesi gereken önemli yaklaşımlarından biri de, bu felsefî tartışmaların ne denli ilgi çekici olduğunu göstermek olduğu gibi; öte yandan, bu konularla ilgili olarak ortaya atılan kanıtların tarihsel olarak ilgi çekici olmalarının ötesinde başka bir değere sahip olmadıkları şeklindeki görüşü de eleştirmektedir. Doğrusu, kitapta tartışılan dünyayı yorumlamaya yönelik felsefî kanıtlar ve genel olarak düşünce sistemi, kültür açısından olduğu kadar ilahiyat açısından da son derece önemlidir. Bu bakımdan, İslam dünyası ile ilgili iktisat, siyaset ve toplumsal gelişmeler konusunda yapılan çok sayıda çalışma yanında, İslam düşünce sistemiyle ilgili olarak başlı başına böyle bir çalışmanın ortaya konmuş olması sevinilecek bir husustur.
Karton Cilt, 344 sayfa
2005 tarihinde, İz Yayıncılık tarafından yayınlandı