Ortaçağdan Bilge Bir Kadın : Bingenli Azize Hildegard

Hildegard soylu bir ailenin “özel bir misyonla” görevlendirilmiş onuncu çocuğu olarak 1098 yılında dünyaya gelir ve kendisini de zaman zaman korkutan “vizyon”larına rağmen, sakin ancak hastalıklı bir çocukluk dönemi geçirir. 14 yaşında kendi isteğiyle Benediktenler Tarikatı’na katılarak manastıra kapanır ve ölümüne kadar, yaklaşık 67 yıl boyunca, münzevi bir yaşam sürer. Hildegard uzun manastır yaşamı boyunca bir tek gününü boş geçirmez, mensubu olduğu tarikatın kurucusu Aziz Benedictus’un “ibadet et ve çalış” ilkesini yaşamının her alanında layıkıyla yaşar ve yaşatır. Bestelediği onlaraca şarkı, ona yaşadığı coğrafyadaki “ilk kadın besteci” unvanını kazandırırken, tarihte bir kadın tarafından bestelenmiş ilk müzikli drama yine onun imzasını taşır. Bitkileri, hayvanları, doğadaki canlı cansız varlıkları konu alan kitabıyla tarihin ilk kadın doğa bilimcilerinden biri olmanın yanında; insan vücudu ve organların işlevleri üzerine yazdıkları, antikçağdan beri bir kadın tarafından yazılmış en ayrıntılı ve çarpıcı metinler olarak tıp tarihimde yer alır.

Hildegard soylu bir ailenin “özel bir misyonla” görevlendirilmiş onuncu çocuğu olarak 1098 yılında dünyaya gelir ve kendisini de zaman zaman korkutan “vizyon”larına rağmen, sakin ancak hastalıklı bir çocukluk dönemi geçirir. 14 yaşında kendi isteğiyle Benediktenler Tarikatı’na katılarak manastıra kapanır ve ölümüne kadar, yaklaşık 67 yıl boyunca, münzevi bir yaşam sürer. Hildegard uzun manastır yaşamı boyunca bir tek gününü boş geçirmez, mensubu olduğu tarikatın kurucusu Aziz Benedictus’un “ibadet et ve çalış” ilkesini yaşamının her alanında layıkıyla yaşar ve yaşatır. Bestelediği onlaraca şarkı, ona yaşadığı coğrafyadaki “ilk kadın besteci” unvanını kazandırırken, tarihte bir kadın tarafından bestelenmiş ilk müzikli drama yine onun imzasını taşır. Bitkileri, hayvanları, doğadaki canlı cansız varlıkları konu alan kitabıyla tarihin ilk kadın doğa bilimcilerinden biri olmanın yanında; insan vücudu ve organların işlevleri üzerine yazdıkları, antikçağdan beri bir kadın tarafından yazılmış en ayrıntılı ve çarpıcı metinler olarak tıp tarihimde yer alır.