Dr. Necla Geyikdağının kitabı büyük bir boşluğu dolduran bir çalışmadır... Çalışmanın temelini oluşturan Osmanlı İmparatorluğundaki doğrudan yabancı sermaye yatırımları, ilk kez bu kadar ayrıntılı olarak irdelenip incelenmektedir. Ekonomik analizlerin siyasi olaylardan soyutlanmadan yapılmış olması da diğer olumlu bir husustur. Osmanlı devlet politikalarının yaratmış olduğu siyasi risk ustalıkla ele alınmaktadır.Feroz AhmadOsmanlı Devleti, yabancı bir kaynaktan ilk resmi borcu 4 Ağustos 1854te aldı. Bu, Osmanlı egemenliği altındaki topraklarda sömürüyü uzun zaman önce olağanlaştırmış kapitülasyonlar ve onları geliştiren anlaşmalar bir yana bırakılırsa, devletin yabancı sermayeyle girdiği ilk ilişki olmuştu. Bu borçlanmayı başka borçlanmalar ve Avrupa sermayesinin imparatorluk topraklarında giderek yoğunlaşan etkinliği izledi. Beş yüzyıldan uzun bir süre boyunca birçok sarsıntı geçirmiş, hepsini de atlatmış Devlet-i Âli Osmaniye, ilk dış borçlanmadan sadece yirmi bir yıl sonra, 7 Ekim 1875te iflasını ilan etti ve tam anlamıyla yıkılana dek Düyunu Umumiye İdaresiyle kurumsallaştırılan bir sürekli iflas durumunda kaldı.Necla Geyikdağı, Osmanlının kapitalizmin ilk küreselleşme sürecine nasıl dahil edildiğini, bu sürece ilişkin istatistiklerin yanı sıra, yerel ekonominin tarihsel yapısına ve devlet adamları ve aydınların iktisadi zihniyetine değinerek anlatıyor.
Dr. Necla Geyikdağının kitabı büyük bir boşluğu dolduran bir çalışmadır... Çalışmanın temelini oluşturan Osmanlı İmparatorluğundaki doğrudan yabancı sermaye yatırımları, ilk kez bu kadar ayrıntılı olarak irdelenip incelenmektedir. Ekonomik analizlerin siyasi olaylardan soyutlanmadan yapılmış olması da diğer olumlu bir husustur. Osmanlı devlet politikalarının yaratmış olduğu siyasi risk ustalıkla ele alınmaktadır.Feroz AhmadOsmanlı Devleti, yabancı bir kaynaktan ilk resmi borcu 4 Ağustos 1854te aldı. Bu, Osmanlı egemenliği altındaki topraklarda sömürüyü uzun zaman önce olağanlaştırmış kapitülasyonlar ve onları geliştiren anlaşmalar bir yana bırakılırsa, devletin yabancı sermayeyle girdiği ilk ilişki olmuştu. Bu borçlanmayı başka borçlanmalar ve Avrupa sermayesinin imparatorluk topraklarında giderek yoğunlaşan etkinliği izledi. Beş yüzyıldan uzun bir süre boyunca birçok sarsıntı geçirmiş, hepsini de atlatmış Devlet-i Âli Osmaniye, ilk dış borçlanmadan sadece yirmi bir yıl sonra, 7 Ekim 1875te iflasını ilan etti ve tam anlamıyla yıkılana dek Düyunu Umumiye İdaresiyle kurumsallaştırılan bir sürekli iflas durumunda kaldı.Necla Geyikdağı, Osmanlının kapitalizmin ilk küreselleşme sürecine nasıl dahil edildiğini, bu sürece ilişkin istatistiklerin yanı sıra, yerel ekonominin tarihsel yapısına ve devlet adamları ve aydınların iktisadi zihniyetine değinerek anlatıyor.