Türkler ve Kürtler Anadoluda uzun süre beraber yaşamış, aynı dini paylaşan önemli iki halk. Buna karşılık Türkiye üzerine yapılan ve özellikle Türkiyede yayınlanan akademik çalışmalarda Kürt konusu yakın zamana kadar, bilinen sebeplerden dolayı, maalesef kıyıda köşede kalmaktan kurtulamamıştır. Halbuki, Türkiye ve Osmanlı tarihini anlamak, Kürtleri bu tarihin önemli bir parçası olarak görmeyi gerektiriyor. Elinizdeki kitap Kürt önde gelenlerine ve onların 20. yüzyılda ortaya çıkan milliyetçilik hareketine Türkiye Çalışmaları çerçevesinde yaklaşıyor ve Osmanlı devletinin Kürt aşiretleri ile ilişkilerini, birinci el kaynaklara bağlı kalarak, tarih sürecinde inceliyor. Kürtlerin Türkiye tarihindeki rolünü göz ardı etmek kadar yanlış olan başka bir yaklaşım da, Kürt kimliğinin tarih boyunca hep algılanabilecek ve değişmez bir öze sahip olduğunu iddia etmektir. Kitabın bölümlerden biri tamamen Kürt kimliğinin tarihteki gelişimini incelemeye ayrılmıştır ve Kürt teriminin anlamının tarih boyunca devamlı bir değişikliğe uğradığını ve bu değişikliğin en önemli sebeplerinden birinin, içinde yaşadıkları devletlerle olan etkileşimler olduğunu savunmaktadır. Yakın zamana kadar Türkiyede yayınlanan ve Kürt milliyetçiliğinin ortaya çıkışını inceleyen kitaplarda genellikle ideolojik boyut öne çıkmaktaydı. Bu da akademik tarafsızlığa ters düşmekte ve okuyucunun yanlış bilgilendirilmesine sebep olmaktaydı. Son yıllarda birinci el kaynakların artan bir sıklıkla yayınlanmaya başlaması ve yabancı dillerdeki, akademik objektifliğe dikkat eden bazı önemli çalışmaların Türkçeye çevrilmesi sevindiricidir. Türkiyedeki okur böylece, Kürt milliyetçiliği gibi Türkiye, Ortadoğu ve hatta Avrupa için böylesine önemli bir konudaki literatürü daha yakından takip edebilme olanağına ve doğru bilgilendirilme şansına sahip olmaktadır. Umarım, elinizdeki bu kitap Osmanlı devleti ve Kürt önde gelenleri arasındaki ilişkiler konusunda bilgi sınırlarımızı daha da genişletmeye katkıda bulunur. Hakan Özoğlu Chicago Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Bölümü öğretim üyesi.
Türkler ve Kürtler Anadoluda uzun süre beraber yaşamış, aynı dini paylaşan önemli iki halk. Buna karşılık Türkiye üzerine yapılan ve özellikle Türkiyede yayınlanan akademik çalışmalarda Kürt konusu yakın zamana kadar, bilinen sebeplerden dolayı, maalesef kıyıda köşede kalmaktan kurtulamamıştır. Halbuki, Türkiye ve Osmanlı tarihini anlamak, Kürtleri bu tarihin önemli bir parçası olarak görmeyi gerektiriyor. Elinizdeki kitap Kürt önde gelenlerine ve onların 20. yüzyılda ortaya çıkan milliyetçilik hareketine Türkiye Çalışmaları çerçevesinde yaklaşıyor ve Osmanlı devletinin Kürt aşiretleri ile ilişkilerini, birinci el kaynaklara bağlı kalarak, tarih sürecinde inceliyor. Kürtlerin Türkiye tarihindeki rolünü göz ardı etmek kadar yanlış olan başka bir yaklaşım da, Kürt kimliğinin tarih boyunca hep algılanabilecek ve değişmez bir öze sahip olduğunu iddia etmektir. Kitabın bölümlerden biri tamamen Kürt kimliğinin tarihteki gelişimini incelemeye ayrılmıştır ve Kürt teriminin anlamının tarih boyunca devamlı bir değişikliğe uğradığını ve bu değişikliğin en önemli sebeplerinden birinin, içinde yaşadıkları devletlerle olan etkileşimler olduğunu savunmaktadır. Yakın zamana kadar Türkiyede yayınlanan ve Kürt milliyetçiliğinin ortaya çıkışını inceleyen kitaplarda genellikle ideolojik boyut öne çıkmaktaydı. Bu da akademik tarafsızlığa ters düşmekte ve okuyucunun yanlış bilgilendirilmesine sebep olmaktaydı. Son yıllarda birinci el kaynakların artan bir sıklıkla yayınlanmaya başlaması ve yabancı... tümünü göster