Elinizde bulunan bu eser, İslam ve Osmanlı hukuk tarihinin bugüne kadar maalesef üzerinde yeteri kadar çalışılmamış bir alanına, şirketler hukukuna ışık tutmaktadır. Şirketler hukuku alanında en dikkati çeken şirket türü emek-sermaye ortaklığı olarak Türkçeleştirebileceğimiz mudârebe şirketidir. Bu şirket, geçmişte ifa ettiği fonksiyonun yanı sıra bugün faizsiz finans kurumlarının kullanabileceği bir enstrüman olup olmaması bakımından da önem kazanmaktadır. Dolayısıyla şirketler hukuku alanında bu şirket türünün ilk anda dikkat çekmesi kaçınılmazdı. Ne var ki, bu şirkete ait teorik esasların hukuk kitaplarından incelenmesi meseleye yeteri kadar ışık tutmamaktadır. Çünkü fıkıh kitaplarında daha çok hukukçuların geliştirdikleri ictihadî teorik esaslar yer almakta, bu şirketin ticarî hayatta işgal ettiği yer ve ifa ettiği fonksiyon, uygulamada karşılaşılan problemler hakkında doğrudan bir fikir sahibi olunmamaktadır. Bu konuda fikir verecek araştırmalar doğrudan uygulamayı konu edinen hukuk tarihi çalışmalarıdır. İşte, Dr. Fethi Gediklinin XVI. ve XVII. asır mahkeme kayıtlarını esas alarak yaptığı çalışma bu bakımdan önem kazanmaktadır.
Elinizde bulunan bu eser, İslam ve Osmanlı hukuk tarihinin bugüne kadar maalesef üzerinde yeteri kadar çalışılmamış bir alanına, şirketler hukukuna ışık tutmaktadır. Şirketler hukuku alanında en dikkati çeken şirket türü emek-sermaye ortaklığı olarak Türkçeleştirebileceğimiz mudârebe şirketidir. Bu şirket, geçmişte ifa ettiği fonksiyonun yanı sıra bugün faizsiz finans kurumlarının kullanabileceği bir enstrüman olup olmaması bakımından da önem kazanmaktadır. Dolayısıyla şirketler hukuku alanında bu şirket türünün ilk anda dikkat çekmesi kaçınılmazdı. Ne var ki, bu şirkete ait teorik esasların hukuk kitaplarından incelenmesi meseleye yeteri kadar ışık tutmamaktadır. Çünkü fıkıh kitaplarında daha çok hukukçuların geliştirdikleri ictihadî teorik esaslar yer almakta, bu şirketin ticarî hayatta işgal ettiği yer ve ifa ettiği fonksiyon, uygulamada karşılaşılan problemler hakkında doğrudan bir fikir sahibi olunmamaktadır. Bu konuda fikir verecek araştırmalar doğrudan uygulamayı konu edinen hukuk tarihi çalışmalarıdır. İşte, Dr. Fethi Gediklinin XVI. ve XVII. asır mahkeme kayıtlarını esas alarak yaptığı çalışma bu bakımdan önem kazanmaktadır.