Salih Gülenin kaleme aldığı Osmanlının Gözyaşları tarihî gerçekleri hikâye güzelliğiyle sunarken okuyucuyu geniş bir coğrafyada hüzün yolculuğuna çıkarıyor. Eser, Osmanlının kuruluş yıllarından çöküş dönemine kadarki zaman diliminde bu medeniyeti ayakta tutan değerleri ve bu değerleri yaşatmak için canlarını veren insanların hikâyelerini zihnimizde canlandırıyor. Anlatılan hadiseler, tarihî gerçeklere dayandığı için bir taraftan okuyucuyu bilgilendirirken bir taraftan da tarih sevgimizi besliyor. Kitapta yer alan on bir metin, farklı zaman dilimlerinde padişahından üst rütbeli komutanlara onlardan erine kadar bir medeniyeti besleyen değerlere dikkat çekerken bu değerlerin nasıl korunduğunun örneklerini hüzün tablolarıyla yansıtıyor.Eser, okuyucuyu bir taraftan Osman Gazi zamanındaki Savcı Beyle tanıştırırken aynı zamanda 1917ye ve 1982ye getirip hüzün yapraklarında ulu çınarın destansı hikâyesini anlatıyor. Sultan Reşatın peygamber sevgisinden aynı ruhla Kudüste 1982ye kadar nöbet tutan askerimizin hikâyesinde Osmanlının Gözyaşlarını gözlerimizde hissediyor, adeta aynı duyguları yaşıyoruz. Hamasî bir tarzdan uzak, gerçekçi bir bakış açısıyla kaleme alınan Osmanlının Gözyaşları bu yönüyle hem edebî hem de bilimsel bir eser niteliği taşıyor. Her yaşa hitap eden eser, özellikle gençlerimizin tarihimizle tanışmaları için güzel bir fırsat.
Salih Gülenin kaleme aldığı Osmanlının Gözyaşları tarihî gerçekleri hikâye güzelliğiyle sunarken okuyucuyu geniş bir coğrafyada hüzün yolculuğuna çıkarıyor. Eser, Osmanlının kuruluş yıllarından çöküş dönemine kadarki zaman diliminde bu medeniyeti ayakta tutan değerleri ve bu değerleri yaşatmak için canlarını veren insanların hikâyelerini zihnimizde canlandırıyor. Anlatılan hadiseler, tarihî gerçeklere dayandığı için bir taraftan okuyucuyu bilgilendirirken bir taraftan da tarih sevgimizi besliyor. Kitapta yer alan on bir metin, farklı zaman dilimlerinde padişahından üst rütbeli komutanlara onlardan erine kadar bir medeniyeti besleyen değerlere dikkat çekerken bu değerlerin nasıl korunduğunun örneklerini hüzün tablolarıyla yansıtıyor.Eser, okuyucuyu bir taraftan Osman Gazi zamanındaki Savcı Beyle tanıştırırken aynı zamanda 1917ye ve 1982ye getirip hüzün yapraklarında ulu çınarın destansı hikâyesini anlatıyor. Sultan Reşatın peygamber sevgisinden aynı ruhla Kudüste 1982ye kadar nöbet tutan askerimizin hikâyesinde Osmanlının Gözyaşlarını gözlerimizde hissediyor, adeta aynı duyguları yaşıyoruz. Hamasî bir tarzdan uzak, gerçekçi bir bakış açısıyla kaleme alınan Osmanlının Gözyaşları bu yönüyle hem edebî hem de bilimsel bir eser niteliği taşıyor. Her yaşa hitap eden eser, özellikle gençlerimizin tarihimizle tanışmaları için güzel bir fırsat.
HARİKA BİR KİTAP... OKURKEN GÖZYAŞLARINA BOĞULABİLİRSİNİZ... HERKESİN OKUMASI GEREKEN BİR ESER
127 sayfa