Ali Kırca’nın kaleminden on üç yıllık bir öykü… Hayatları roman olabilecek insanların, şehirlerin ve adaların öyküsü…
Ama o gece, parmaklarımla piyanonun tuşlarına dokunduğum o ilk anın, ruhumu kavuracak, hayatımı sonsuz bir ıstıraba sevk edecek bir şarkının ilk notası olduğunu bilemezdim.
Yanı başımda, imkânsız bir aşkın girdabında savrulan çaresiz bir genci derin bir kıskançlık acısının denizine fırlatıp attığımı, ama öte yandan kendimi de sonu olmayan yasak bir aşkın felaketine sürüklediğimi bilemezdim.
Bilsem kanatır mıydım yüreğimi?
1967 sonbaharında Heybeliada… Özgürlük rüzgârlarıyla dünyayı değiştirmeye yelken açmış, bahriye öğrencisi dört genç, adalı bir Rum olan arkadaşları Niko ve onun güzeller güzeli kuzeni Leyla… “Öteki Bahçe”nin insanları…
Yüreklerindeki sarsıntı, ülkenin içinde bulunduğu çalkantılara karışırken, Türkiye olası bir savaşa sürüklenirken; sokaklar kan gölüne dönmüş, hayatlar paramparça, akıl yerle yeksan olmuşken; susanların da, susturanların da birer kelimeyle konuşacağı darbe günlerinin ayak sesleri duyulurken, artık kimse kimseye âşık olamaz, hatta sevemez bile denirken, tam da bu imkânsızlıkların ortasında filizlenen masalsı bir aşk.
Ali Kırca’nın kaleminden on üç yıllık bir öykü… Hayatları roman olabilecek insanların, şehirlerin ve adaların öyküsü…Roman mı, gerçek mi olduğuna okurun karar vereceği, sarsıcı olduğu kadar sırlarla dolu sımsıcak bir ilk roman.
Ali Kırca’nın kaleminden on üç yıllık bir öykü… Hayatları roman olabilecek insanların, şehirlerin ve adaların öyküsü…
Ama o gece, parmaklarımla piyanonun tuşlarına dokunduğum o ilk anın, ruhumu kavuracak, hayatımı sonsuz bir ıstıraba sevk edecek bir şarkının ilk notası olduğunu bilemezdim.
Yanı başımda, imkânsız bir aşkın girdabında savrulan çaresiz bir genci derin bir kıskançlık acısının denizine fırlatıp attığımı, ama öte yandan kendimi de sonu olmayan yasak bir aşkın felaketine sürüklediğimi bilemezdim.
Bilsem kanatır mıydım yüreğimi?
1967 sonbaharında Heybeliada… Özgürlük rüzgârlarıyla dünyayı değiştirmeye yelken açmış, bahriye öğrencisi dört genç, adalı bir Rum olan arkadaşları Niko ve onun güzeller güzeli kuzeni Leyla… “Öteki Bahçe”nin insanları…
Yüreklerindeki sarsıntı, ülkenin içinde bulunduğu çalkantılara karışırken, Türkiye olası bir savaşa sürüklenirken; sokaklar kan gölüne dönmüş, hayatlar paramparça, akıl yerle yeksan olmuşken; susanların da, susturanların da birer kelimeyle konuşacağı darbe günlerinin ayak sesleri duyulurken, artık kimse kimseye âşık olamaz, hatta sevemez bile denirken, tam da bu imkânsızlıkların ortasında filizlenen masalsı bir aşk.
Ali Kırca’nın kaleminden on üç yıllık bir öykü… Hayatları roman olabilecek insanların, şehirlerin ve adaların öyküsü…Roman mı, gerçek mi olduğuna okurun karar vereceği, sarsıcı olduğu kadar sırlarla dolu sımsıcak bir ilk roman.
Ali Kirca'dan ilk roman. Sürükleyici .Anafikir güzel. Alıntı yapılacak cümleler etkileyici.
"Hayat,ne insanların ihanetleri ve duyarsızlıklarıyla köruklenen bir cehennem ne de şefkat ve sadakatlariyle örülen bir cennet...Hayat,doğumdan ölüme,nelerin yaşanacağı"Saatli Maarif Takvimi'nin falına yazılmamış bir koca değirmen. ..Bizim işimiz zamanı öğütmekten ibaret."
Karton Cilt, 440 sayfa
Ekim2014 tarihinde, Doğan Kitap tarafından yayınlandı