Bu satırları kaleme alırken, Taksim Sahnesinin artık varolmadığı gerçeği karşısında derin bir üzüntü yaşıyorum. Ancak bir yandan da Oyun ekibi olarak tüm zorluklara karşın en azından bir tiyatro yayınını sürdürme çabamızı ve inadını yitirmememiz gerektiğini düşünüyorum. Hasan Kuruyazıcı bu çalışmamızda yok olan tiyatro mekanlarını anlattığı yazısının yanı sıra, Taksim Sahnesinin koltuksuz, perdesiz görüntüleriyle desteklediği haberiyle, bu son tanıklığını bizlerle paylaştı. Sanatımızın mabetleri birer birer yok olurken biz Oyunu 124 sayfalık içeriği ve özellikle geleneksel tiyatromuza ağırlık verdiğimiz metinlerle zenginleştirmeye çalıştık. Ortaoyunumuzun son temsilcisi İsmail Dümbüllünün 1973 yılında İstanbul Radyosunda çocuklarla yaptığı bir söyleşi anılarımızı tazeleyecektir. Hasan Anamurun ve Cengiz Özekin yazılarındaysa geçmişte ülkemizi ziyaret eden ünlü isimlerin geleneksel tiyatromuz ve Karagöz hakkındaki ilginç yorumlarını ve izlenimlerini bulacaksınız. Okday Korunanın 2-9 Mayıs arası gerçekleşen Geleneksel Türk Tiyatrosu Günlerinden söz ettiği yazısında ülkemizin siyasal, kültürel ve sanatsal panoramasına da değindiği bir yazısı var.Dosya konumuzsa hem ülkemizde hem de yurtdışında araştırmaları, çalışmaları ve çok sayıda eserleriyle bir ikincisine daha rastlanamayacak nitelikte 21. yüzyılda yaşayabilen bir Rönesans adamı, özel bir tiyatro insanı, akademisyen ve çok ilginç bir kişilik: Metin And. Bu konuda bir dosya yapmak gerçekten çalışmamızın sınırlarını aşıyordu. Bu nedenle dosyamızı Süreyya Karacabeyin tanıtım yazısından sonra, Metin Andın kendi isteği üzerine çok değerli yazarların ve dostlarının 80.doğum gününü kutlama etkinliği içinde, Sabri Kozun katkılarıyla gerçekleşen anı kitaptan seçtiklerimizle ve Metin Andın Soytarı: Tiyatronun Yaşam Suyu başlıklı makalesiyle oluşturduk. Metin And sadece sahnelerin tarihçisi, araştırmacısı değil belki de bilfiil sahnedeki tarihçi, araştırmacı olduğu için bu denli canlı, yaşam dolu ve dirimsel bir dilin ve duyarlılığın sahibi. İlgi alanları sınırsız, sanatımıza yaptığı katkılarsa yıllar boyu unutulmayacak olan Metin Anda bir kez daha saygılarımızı sunuyoruz.Ancak geleneksel tiyatromuzla ilgili bu ilginç yazıların yanı sıra yine değerli yazarlarımızın çok farklı çalışmalarını da sizlerle paylaşmaktayız. Çalışmamıza bundan önceki üç kitabımızda olduğu gibi yine ustalarımızdan Sevda Şenerin gerçek / kurgu ikilemini ele aldığı sanatın temel bir sorunuyla başlıyoruz. Zehra İpşiroğlunun İbsennin ilk iki oyununu yeniden dilimize kazandırma süreci üzerine yazdığı ilginç inceleme ve Behiç Ak tiyatrosu üzerine yazılan bir başka inceleme bu farklı konular arasında. Bildiğiniz gibi çalışmalarımızda dans / performans alanı da en az tiyatro kadar önemli bir yer tutuyor. Bu defa gelenekselden, kültürümüzün öz kaynaklarından beslenen bir çağdaş dansçının Ziya Azazinin dans serüveni, çağdaş dansçılarımızdan İlyas Odmanın Türkiyede dansın son on yılını değerlendirdiği bir denemesi ve Aylin Kalemin 20 Eylül-20 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan uluslararası çok önemli bir dans etkinliğini , iDans: Çağdaş Dans Solo Festivalini tanıttığı bir yazısını ve son olarak doğaçlama sanatına adanmış ilk uluslararası festival Transit-İstanbulla ilgili bilgi ve izlenimleri aktarı-yoruz sizlere. Geçen sezondan bir oyun eleştirisi, MitosBoyut yayınlarından kitap tanıtımları ve haberlerle devam eden çalışmamız Ters Evlenme başlıklı Karagöz oyunu ile geleneksel tiyatromuzun etkisindeki ilk tiyatro oyunlarımızdan Şair Evlenmesinin özgün metinleriyle son buluyor.
Bu satırları kaleme alırken, Taksim Sahnesinin artık varolmadığı gerçeği karşısında derin bir üzüntü yaşıyorum. Ancak bir yandan da Oyun ekibi olarak tüm zorluklara karşın en azından bir tiyatro yayınını sürdürme çabamızı ve inadını yitirmememiz gerektiğini düşünüyorum. Hasan Kuruyazıcı bu çalışmamızda yok olan tiyatro mekanlarını anlattığı yazısının yanı sıra, Taksim Sahnesinin koltuksuz, perdesiz görüntüleriyle desteklediği haberiyle, bu son tanıklığını bizlerle paylaştı. Sanatımızın mabetleri birer birer yok olurken biz Oyunu 124 sayfalık içeriği ve özellikle geleneksel tiyatromuza ağırlık verdiğimiz metinlerle zenginleştirmeye çalıştık. Ortaoyunumuzun son temsilcisi İsmail Dümbüllünün 1973 yılında İstanbul Radyosunda çocuklarla yaptığı bir söyleşi anılarımızı tazeleyecektir. Hasan Anamurun ve Cengiz Özekin yazılarındaysa geçmişte ülkemizi ziyaret eden ünlü isimlerin geleneksel tiyatromuz ve Karagöz hakkındaki ilginç yorumlarını ve izlenimlerini bulacaksınız. Okday Korunanın 2-9 Mayıs arası gerçekleşen Geleneksel Türk Tiyatrosu Günlerinden söz ettiği yazısında ülkemizin siyasal, kültürel ve sanatsal panoramasına da değindiği bir yazısı var.Dosya konumuzsa hem ülkemizde hem de yurtdışında araştırmaları, çalışmaları ve çok sayıda eserleriyle bir ikincisine daha rastlanamayacak nitelikte 21. yüzyılda yaşayabilen bir Rönesans adamı, özel bir tiyatro insanı, akademisyen ve çok ilginç bir kişilik: Metin And. Bu konuda bir dosya yapmak gerçekten çalışmamızın sınırlarını aşıyordu.... tümünü göster