Bir varmış bir yokmuş, Rostroporot adında bir kaplumbağa varmış...Böyle başlıyor Özgür Rosto ile arkadaşı Lalın hikâyesi. Ama anlatılan sadece onların değil; pek çoğumuzun, çocukların ve ebeveynlerin hikâyesi. Sıradışı bir kız çocuğunun dilinden, bir çocuğun kendini keşfetmesini, büyümesini, paylaşımlarını, büyüklerin çocuklarını büyütürken yaşadığı çelişkileri, çabaları, dostluğu ve özgürlüğü anlatıyor Yiğit Bener bize.Onu gördüğünüzde kolayca tanırsınız. Bağasının üzerinde kırmızı bir leke var. Benim işaretimi taşıyor o, babamın dediğine göre isyanın ve özgürlüğün rengini, yani benim adımın rengini: Lal.
Bir varmış bir yokmuş, Rostroporot adında bir kaplumbağa varmış...Böyle başlıyor Özgür Rosto ile arkadaşı Lalın hikâyesi. Ama anlatılan sadece onların değil; pek çoğumuzun, çocukların ve ebeveynlerin hikâyesi. Sıradışı bir kız çocuğunun dilinden, bir çocuğun kendini keşfetmesini, büyümesini, paylaşımlarını, büyüklerin çocuklarını büyütürken yaşadığı çelişkileri, çabaları, dostluğu ve özgürlüğü anlatıyor Yiğit Bener bize.Onu gördüğünüzde kolayca tanırsınız. Bağasının üzerinde kırmızı bir leke var. Benim işaretimi taşıyor o, babamın dediğine göre isyanın ve özgürlüğün rengini, yani benim adımın rengini: Lal.