Sadece karanlığımızın duvarlarına çarpabilen sesimizi, yazıya dökme cesaretiyle farklılığını ortaya koyuyor, Suna Gülerin öyküleri...Şiirsel ve düşsel ayrıntılarla gerçekliğin harmanından yalın bir bütünlüğe ustaca geçiş yapan yazar, özgün bir üslup yaratmayı başararak, öyküde yeni bir zenginliğin örneğini oluşturuyor. Cinsiyet, dostluk, sevgi kavramlarını yeniden sorgulamaya yönlendiren öyküler, içinde barındırdığı ironiyle de bir denge oluşturarak hüzünlü bir çığlık halini alıyor.Ayrıca insanın yabancılaşma sorununu, bilimkurgu tadında öyküleştiren yazar, modernite içinde sevişmek edimlerinin dahi mekanik bir temas biçimine evrilmesini gösterirken, insanın nasıl bir iletişim açlığı ve yalnızlığın içine itildiğini vurguluyor. Bir anlamda da, tüm zamanlarda şeyleştirilen kadın gerçeğini sergiledikten sonra, günün birinde buna direnmekten vazgeçme olasılığını tokat gibi indiriyor yüzümüze.Kierkegaardın dediği gibi, Ne büyük talihsizliktir kadın olmak, ama asıl kötüsü kadın olup da bunun farkına varmamak. İşte Özgürlük Çıkmazı kadın olmak gerçeğinin farkındalığıdır, bana göre. Makyajsız öyküler bunlar. Bu yüzden acıtıcı, bu yüzden farklı, bu yüzden okunmaya değer...Aslı Suna GÖYNÜK
Sadece karanlığımızın duvarlarına çarpabilen sesimizi, yazıya dökme cesaretiyle farklılığını ortaya koyuyor, Suna Gülerin öyküleri...Şiirsel ve düşsel ayrıntılarla gerçekliğin harmanından yalın bir bütünlüğe ustaca geçiş yapan yazar, özgün bir üslup yaratmayı başararak, öyküde yeni bir zenginliğin örneğini oluşturuyor. Cinsiyet, dostluk, sevgi kavramlarını yeniden sorgulamaya yönlendiren öyküler, içinde barındırdığı ironiyle de bir denge oluşturarak hüzünlü bir çığlık halini alıyor.Ayrıca insanın yabancılaşma sorununu, bilimkurgu tadında öyküleştiren yazar, modernite içinde sevişmek edimlerinin dahi mekanik bir temas biçimine evrilmesini gösterirken, insanın nasıl bir iletişim açlığı ve yalnızlığın içine itildiğini vurguluyor. Bir anlamda da, tüm zamanlarda şeyleştirilen kadın gerçeğini sergiledikten sonra, günün birinde buna direnmekten vazgeçme olasılığını tokat gibi indiriyor yüzümüze.Kierkegaardın dediği gibi, Ne büyük talihsizliktir kadın olmak, ama asıl kötüsü kadın olup da bunun farkına varmamak. İşte Özgürlük Çıkmazı kadın olmak gerçeğinin farkındalığıdır, bana göre. Makyajsız öyküler bunlar. Bu yüzden acıtıcı, bu yüzden farklı, bu yüzden okunmaya değer...Aslı Suna GÖYNÜK