Patlıcan Moru

Artık bir benin olmadığını, olan ve bir çocuktan kalan bu cesedin başkalarına ait olduğunu ve bedenim ve ruhum üzerinde ne isterlerse yapabileceklerini sanırım korkunç çaresizlikten, sahipsizlikten kabul ediyorum. Önce beynimde bir şimşek gibi çakan bu düşünceye karşı geliyorum. Kendimde bir hata olduğunu düşünüyorum. Ama vakit ilerledikçe, gözlerim karanlığa alışıp içindekilerle birlikte düşünceleri de seçtikçe, olanları düşündükçe hatalı olmadığım kanısına varıyorum. Bunu çok iyi hatırlıyorum.
İşte o anda garip bir şekilde saklandığım dolaptan çıkıyorum. Üzerimde kalan ne varsa çıkarıyorum. Hepsini tek tek katlayıp köşedeki berjerin üzerine, saçımda ki tokaları tek tek toplayıp, özenle iç içe geçirip üzerlerine bırakıyorum.
Uzanıp patlıcan moru geceliği alıyorum. Titreyen ellerimde tutup kollarımı geçiriyorum. Satenin önce yanan yanaklarımdan, sonra titreyen kollarımdan ve omuzlarımdan aşağı doğru kaymasını izliyorum. Dönüp aynaya bakıyorum. İçine çok küçük gelmiş bedenimi aynanın karşısında seyrediyorum.
Bir kadın kıyafeti içindeki bu çocuğa ve artık kimsenin çocuk olarak bakmayacağı anlamı bu bedeni yoracak, hırpalayacak, ruhen ve bedenen ağır gelecek, bu yeni bana acıyarak bakıyorum. Biliyorum ki açılan bu yarada kanayan benim.
Annem ve babam için evlenmiş kızları, Çağla Hanım için gelin, Suat için karısıyım...
Ben içi başka, dışı başka biriyim. Sek sek oynamakla, geceyi kabullenmek arasında sıkışıp kalıyorum.

Artık bir benin olmadığını, olan ve bir çocuktan kalan bu cesedin başkalarına ait olduğunu ve bedenim ve ruhum üzerinde ne isterlerse yapabileceklerini sanırım korkunç çaresizlikten, sahipsizlikten kabul ediyorum. Önce beynimde bir şimşek gibi çakan bu düşünceye karşı geliyorum. Kendimde bir hata olduğunu düşünüyorum. Ama vakit ilerledikçe, gözlerim karanlığa alışıp içindekilerle birlikte düşünceleri de seçtikçe, olanları düşündükçe hatalı olmadığım kanısına varıyorum. Bunu çok iyi hatırlıyorum.
İşte o anda garip bir şekilde saklandığım dolaptan çıkıyorum. Üzerimde kalan ne varsa çıkarıyorum. Hepsini tek tek katlayıp köşedeki berjerin üzerine, saçımda ki tokaları tek tek toplayıp, özenle iç içe geçirip üzerlerine bırakıyorum.
Uzanıp patlıcan moru geceliği alıyorum. Titreyen ellerimde tutup kollarımı geçiriyorum. Satenin önce yanan yanaklarımdan, sonra titreyen kollarımdan ve omuzlarımdan aşağı doğru kaymasını izliyorum. Dönüp aynaya bakıyorum. İçine çok küçük gelmiş bedenimi aynanın karşısında seyrediyorum.
Bir kadın kıyafeti içindeki bu çocuğa ve artık kimsenin çocuk olarak bakmayacağı anlamı bu bedeni yoracak, hırpalayacak, ruhen ve bedenen ağır gelecek, bu yeni bana acıyarak bakıyorum. Biliyorum ki açılan bu yarada kanayan benim.
Annem ve babam için evlenmiş kızları, Çağla Hanım için gelin, Suat için karısıyım...
Ben içi başka, dışı başka biriyim. Sek sek oynamakla, geceyi kabullenmek arasında sıkışıp kalıyorum.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 192 sayfa
1Mart2016 tarihinde, Herdem Kitap tarafından yayınlandı


ISBN
9786059254434
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: roman, çağdaş roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Emma Özdenak
2 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski