Ölmeye karar vermiş, ölmek için bütün hazırlıklarını tamamlamış bir kadın; okyanusun uçsuz bucaksızlığında tek başına yaşayan hayali bir adadan gelen bir delikanlı. Tsunami, dünyadaki bütün insanların attığı çöplerden oluşan muazzam bir Çöp Girdabı'nı Tayvan kıyılarına çarptığında ikisinin yolları beklenmedik biçimde kesişiyor, onlarınkiyle birlikte çevrelerindeki insanların hayatları katman katman açılarak gözlerimizin önüne seriliyor. Sadece bu hayatlara değil, Tayvan'a da yakından bakıyor, oradan çevreci harekete ve dünyayı nasıl hızla, geri dönülemez biçimde tüketip mahvettiğimize uzanıyoruz. Şafakla birlikte ispermeçet balinasına dönüşen ada ruhları, tırmanılacak dağ yolları, kentsel dönüşüm, Aborjin halkları, akdarı şarabı, Orman Kilisesi, efsaneler, masallar, böcekleri seven kayıp çocuk, şarkılar, hepsinin içinden kuyruğu havada gururla geçen siyah-beyaz kedi ve Petekgözlü Adam. "İnsanlar yaşamak için başka organizmaların hafızalarına güvenmek zorunda olduklarını fark etmiyorlar. Çiçeklerin yalnızca göz zevkinizi okşamak için rengârenk açtığını varsayıyorsunuz. Yabandomuzunun yalnızca sofranıza et sağlamak için varolduğunu. Balığın, yemi sırf sizin hatırınız için kaptığını. Uçuruma düşen bir taşın hiç önemi olmadığını. Dereden su içmek için başını eğmiş bir sambar geyiğinin hiçbir şeyi açığa vurmadığını... Halbuki aslında herhangi bir organizmanın en ufak bir hareketi bile ekosistemde değişiklik demektir." Petekgözlü adam derin derin içini çekip "Ama bundan farklı olsaydınız, insan olmazdınız" diyor.
Ursula K. LeGuin
Bu roman gibisini hiç okumadık. Hem de hiç. Güney Amerika büyülügerçekçiliği verdi bize, Tayvan ne veriyor? Yeni gerçekliğimizi ifade etmenin yeni bir yolunu, güzel, eğlenceli, ürkütücü, inanılmaz bir yolunu. Wung Ming-Yi insanın^.kırılganlığıyla dünyanın kırılganlığına korkusuz bir şefkatle yaklaşıyor.
Ölmeye karar vermiş, ölmek için bütün hazırlıklarını tamamlamış bir kadın; okyanusun uçsuz bucaksızlığında tek başına yaşayan hayali bir adadan gelen bir delikanlı. Tsunami, dünyadaki bütün insanların attığı çöplerden oluşan muazzam bir Çöp Girdabı'nı Tayvan kıyılarına çarptığında ikisinin yolları beklenmedik biçimde kesişiyor, onlarınkiyle birlikte çevrelerindeki insanların hayatları katman katman açılarak gözlerimizin önüne seriliyor. Sadece bu hayatlara değil, Tayvan'a da yakından bakıyor, oradan çevreci harekete ve dünyayı nasıl hızla, geri dönülemez biçimde tüketip mahvettiğimize uzanıyoruz. Şafakla birlikte ispermeçet balinasına dönüşen ada ruhları, tırmanılacak dağ yolları, kentsel dönüşüm, Aborjin halkları, akdarı şarabı, Orman Kilisesi, efsaneler, masallar, böcekleri seven kayıp çocuk, şarkılar, hepsinin içinden kuyruğu havada gururla geçen siyah-beyaz kedi ve Petekgözlü Adam. "İnsanlar yaşamak için başka organizmaların hafızalarına güvenmek zorunda olduklarını fark etmiyorlar. Çiçeklerin yalnızca göz zevkinizi okşamak için rengârenk açtığını varsayıyorsunuz. Yabandomuzunun yalnızca sofranıza et sağlamak için varolduğunu. Balığın, yemi sırf sizin hatırınız için kaptığını. Uçuruma düşen bir taşın hiç önemi olmadığını. Dereden su içmek için başını eğmiş bir sambar geyiğinin hiçbir şeyi açığa vurmadığını... Halbuki aslında herhangi bir organizmanın en ufak bir hareketi bile ekosistemde değişiklik demektir." Petekgözlü adam derin derin içini çekip &qu... tümünü göster
327 sayfa
2015 tarihinde, Kahve Yayınları tarafından yayınlandı