Yoksulluk ne yana düşer, çaresizlik ne yana... Tiplerim kendi içlerindeki tutarlı bütünlükleriyle yaşamımıza katıldılar, bizler gibi soluk alıyor, yürüyor, gülüyor, ağlıyorlar. Bazen insanın hani şu eski bir tanıdığı gördüğünde kapıldığı duyguya benzer bir sıcaklıkla, şöyle uzaktan bir gülümseme gönderdiğim ya da dudaklarımda buruk bir acıyla süzdüğüm bile oluyor onları.Mustafa BalelBir şeyi yürekten istersen olur. derler hep. Oysa insan, canlı bir organizma olarak ne kadar bağımsız olursa olsun özerk bir yapıdır en nihayetinde. Çok daha büyük bir organizmanın parçası belki... Yaşamak, dış etkenlerden soyutlanamayan bir süreç. Peygamber Çiçeği de bu görüşü kanıtlarcasına yaşıyor. İçine düşeceği hayatı öngörüp bu çaresizliğe sürüklenmemek için elinden geleni yapsa da, başına gelenler ve aile yapısı kelimenin tam anlamıyla sürüklüyor onu bedenini satmaya.Mustafa Balel Peygamber Çiçeğinde çocukluk ve gençlik yıllarının Sivasından portreler ve manzaralar sunuyor bize. Çift zamanlı anlatımla yakaladığı tempoyu olay akışındaki canlılıkla koruyor. Akıcı dili ve sıcak üslubuyla o döneme, o dönem insanlarına götürüyor bizi. Genelevdeki Peygamber Çiçeğinin geçmişine dönerken, yoksulluk, Alevi-Sünni sorunu, sosyo-ekonomik sınıf ayrılıkları, dayak, kadın-erkek eşitliği gibi pek çok toplumsal olaya da eleştirel gözle bakmayı başarıyor Balel.
Yoksulluk ne yana düşer, çaresizlik ne yana... Tiplerim kendi içlerindeki tutarlı bütünlükleriyle yaşamımıza katıldılar, bizler gibi soluk alıyor, yürüyor, gülüyor, ağlıyorlar. Bazen insanın hani şu eski bir tanıdığı gördüğünde kapıldığı duyguya benzer bir sıcaklıkla, şöyle uzaktan bir gülümseme gönderdiğim ya da dudaklarımda buruk bir acıyla süzdüğüm bile oluyor onları.Mustafa BalelBir şeyi yürekten istersen olur. derler hep. Oysa insan, canlı bir organizma olarak ne kadar bağımsız olursa olsun özerk bir yapıdır en nihayetinde. Çok daha büyük bir organizmanın parçası belki... Yaşamak, dış etkenlerden soyutlanamayan bir süreç. Peygamber Çiçeği de bu görüşü kanıtlarcasına yaşıyor. İçine düşeceği hayatı öngörüp bu çaresizliğe sürüklenmemek için elinden geleni yapsa da, başına gelenler ve aile yapısı kelimenin tam anlamıyla sürüklüyor onu bedenini satmaya.Mustafa Balel Peygamber Çiçeğinde çocukluk ve gençlik yıllarının Sivasından portreler ve manzaralar sunuyor bize. Çift zamanlı anlatımla yakaladığı tempoyu olay akışındaki canlılıkla koruyor. Akıcı dili ve sıcak üslubuyla o döneme, o dönem insanlarına götürüyor bizi. Genelevdeki Peygamber Çiçeğinin geçmişine dönerken, yoksulluk, Alevi-Sünni sorunu, sosyo-ekonomik sınıf ayrılıkları, dayak, kadın-erkek eşitliği gibi pek çok toplumsal olaya da eleştirel gözle bakmayı başarıyor Balel.