İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları bu kitapla Sosyal Bilimlerde Kavramlar adıyla yeni bir diziye başlıyor. Bu dizinin siyaset bilimi, siyaset felsefesi ve uluslararası ilişkilere ilgi duyan, bu konularda dünyada süregelen güncel tartışmalardan uzak kalmak istemeyen okurların ve özellikle öğrencilerin ilgisini çekeceğine inanıyoruz. İngilterede Sussex Üniversitesi öğretim üyelerinden Paul Taggartın Popülizm adlı kitabı çok zengin bir literatüre sahip olan bu kavramı enine boyuna incelerken, kısa ama özlü yorumlar getiriyor. Popülizmin özü itibariyle, kavramsal bir kayganlığa sahip olduğu için kavranmasının güç ve elle tutulmasının zor olduğunu öne süren yazar; popülizmi savunan siyasetçilerin fiiliyatta temsili demokrasiye karşı olduklarını, siyasal katılımdan kaçındıklarını, partiler, parlamento vb. siyasal temsil araçlarını pek ciddiye almadıklarını savunur. Popülizmi tarih boyunca ilericilerden gericilere, mutlakıyetçilerden demokratlara, soldan sağa kadar her kesimin elinde yararlı bir araç olarak görüp, kullandığı bir kavram biçiminde tanımlayan Paul Taggart, popülizmi özünde bukalemunsu bir nitelikle ve her ortama uyan özelliklere sahip sıradışı değerler toplamı olarak ele alırken, ünlü düşünür Isaiah Berline gönderme yaparak, kusursuz bir popülizm tanımını aramanın bir yanılsama olduğunu ve hiçbir zaman böyle bir sonuca ulaşılamayacağını özellikle belirtir.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları bu kitapla Sosyal Bilimlerde Kavramlar adıyla yeni bir diziye başlıyor. Bu dizinin siyaset bilimi, siyaset felsefesi ve uluslararası ilişkilere ilgi duyan, bu konularda dünyada süregelen güncel tartışmalardan uzak kalmak istemeyen okurların ve özellikle öğrencilerin ilgisini çekeceğine inanıyoruz. İngilterede Sussex Üniversitesi öğretim üyelerinden Paul Taggartın Popülizm adlı kitabı çok zengin bir literatüre sahip olan bu kavramı enine boyuna incelerken, kısa ama özlü yorumlar getiriyor. Popülizmin özü itibariyle, kavramsal bir kayganlığa sahip olduğu için kavranmasının güç ve elle tutulmasının zor olduğunu öne süren yazar; popülizmi savunan siyasetçilerin fiiliyatta temsili demokrasiye karşı olduklarını, siyasal katılımdan kaçındıklarını, partiler, parlamento vb. siyasal temsil araçlarını pek ciddiye almadıklarını savunur. Popülizmi tarih boyunca ilericilerden gericilere, mutlakıyetçilerden demokratlara, soldan sağa kadar her kesimin elinde yararlı bir araç olarak görüp, kullandığı bir kavram biçiminde tanımlayan Paul Taggart, popülizmi özünde bukalemunsu bir nitelikle ve her ortama uyan özelliklere sahip sıradışı değerler toplamı olarak ele alırken, ünlü düşünür Isaiah Berline gönderme yaparak, kusursuz bir popülizm tanımını aramanın bir yanılsama olduğunu ve hiçbir zaman böyle bir sonuca ulaşılamayacağını özellikle belirtir.