Her kavram ve konunun, ait olduğu sistemi bütünleyen, kuran ve koruyan bir anlam ve değeri vardır. Her biri, sistem bütünlüğüne eşdeğerdedir. Bu özü İslâm hukukçuları çok iyi bildikleri gibi, beşerî düzenlerin hukukçuları da iyi bilirler. Konuyu bir örnekle açacak olursak, İslâmın tek bir hükmünü yalanlayan veya inkâr edenin hükmü nedir diye sorduğunuzda uzmanından alacağınız cevap ne demek istediğimizi daha iyi anlatır.
Bize dayatılan sistem tanımı içerisinden sadece laikliği çıkarın veya işlevsiz hale getirin, çağdaş tasnifle psikolojik, ekonomik, sosyal, siyasal, idari ve askeri alanlarda düzenin işleyişine bir bakın. Sistemin ruhu uçar. Sadece tavanı ve yapısı değil, temeli bile göçer. Gerekli, gereksiz her zaman ve zeminde vurgu üstüne vurguyla gündem edilen sözde değil özde laiklik talepleri bundandır. İşte İslâm denen İlâhî sistemden de, Rab ve İlahlık çıkarıldığında ya da işlevsiz hale getirildiğinde gerçekleşen odur.
Her kavram ve konunun, ait olduğu sistemi bütünleyen, kuran ve koruyan bir anlam ve değeri vardır. Her biri, sistem bütünlüğüne eşdeğerdedir. Bu özü İslâm hukukçuları çok iyi bildikleri gibi, beşerî düzenlerin hukukçuları da iyi bilirler. Konuyu bir örnekle açacak olursak, İslâmın tek bir hükmünü yalanlayan veya inkâr edenin hükmü nedir diye sorduğunuzda uzmanından alacağınız cevap ne demek istediğimizi daha iyi anlatır.
Bize dayatılan sistem tanımı içerisinden sadece laikliği çıkarın veya işlevsiz hale getirin, çağdaş tasnifle psikolojik, ekonomik, sosyal, siyasal, idari ve askeri alanlarda düzenin işleyişine bir bakın. Sistemin ruhu uçar. Sadece tavanı ve yapısı değil, temeli bile göçer. Gerekli, gereksiz her zaman ve zeminde vurgu üstüne vurguyla gündem edilen sözde değil özde laiklik talepleri bundandır. İşte İslâm denen İlâhî sistemden de, Rab ve İlahlık çıkarıldığında ya da işlevsiz hale getirildiğinde gerçekleşen odur.