Kâinattan maksat insan olduğundan, Kadir-i Mutlak şu kâinat ve içindekileri insan için, insanı da kendisini tanıyıp ibadet etmesi için yaratmıştır. Bu vazifeyi yerine getirmeyenler, görünüşte insan suretinde olsalar bile, hakikatte insan sayılmazlar. Zira hakiki terakki, insana verilen bütün duyguları Cenab-ı Hakkın istediği şekilde kullanıp iman, marifet, tefekkür, ubudiyet ve fazilet gibi ulvi meziyetlerle bezenip, kendisine verilen emanetleri Cenab-ı Hakkın rızası dairesinde ve yaratılış gayesine uygun kullanarak ?alâ-yi iliyyin?e çıkmak ve cennete layık bir kıymet almaktır. İşte bu kitabın maksadı, insanın derecesini, ehemmiyetini, şeref ve haysiyetini ve hakiki vazifesinin ne olduğunu anlatıp, iki dünya saadetine vesile olacak hakikatları ortaya koymaktır. Ta ki, Ahsen-i takvimde yaratılan bu insan, bu şerefini iman ve kulluk ile muhafaza etsin, alayı illiyyine çıksın ve Cennete layık bir kıymet alsın.
Kâinattan maksat insan olduğundan, Kadir-i Mutlak şu kâinat ve içindekileri insan için, insanı da kendisini tanıyıp ibadet etmesi için yaratmıştır. Bu vazifeyi yerine getirmeyenler, görünüşte insan suretinde olsalar bile, hakikatte insan sayılmazlar. Zira hakiki terakki, insana verilen bütün duyguları Cenab-ı Hakkın istediği şekilde kullanıp iman, marifet, tefekkür, ubudiyet ve fazilet gibi ulvi meziyetlerle bezenip, kendisine verilen emanetleri Cenab-ı Hakkın rızası dairesinde ve yaratılış gayesine uygun kullanarak ?alâ-yi iliyyin?e çıkmak ve cennete layık bir kıymet almaktır. İşte bu kitabın maksadı, insanın derecesini, ehemmiyetini, şeref ve haysiyetini ve hakiki vazifesinin ne olduğunu anlatıp, iki dünya saadetine vesile olacak hakikatları ortaya koymaktır. Ta ki, Ahsen-i takvimde yaratılan bu insan, bu şerefini iman ve kulluk ile muhafaza etsin, alayı illiyyine çıksın ve Cennete layık bir kıymet alsın.