Heinrich Böll, özellikle 1972 Nobel ödülünü kazandıktan sonra yurdumuzda da aktüel olmuş, eserleri birbiri ardından dilimize çevrilerek yayınlanmış ve aydınlarımızın en çok okuduğu yabancı yazarlar arasına girmiştir. Alman edebiyatının nesir türünde kısa hikâyelerle yayın hayatına başlayan Böll, daha sonra pek uzun olma-yan, fakat yapı ve üslup yönünden iddialı ve yoğun romanlara geçmiştir. Yazarın kısa hikâyeleri de başarılıdır; ne var ki roman, onun edebî ustalığına ulaştığı dönemin türü olmuştur.Savaş sonrası Alman edebiyatının, sonraki kuşaklara kalacak temsilcilerinden biri olarak gördüğüm Heinrich Böllün biçim ve konu ahengi yönünden olduğu gibi, özlerinin 20. yüzyıl Alman insanını, onun yaşayışını, derdini, sorumluluğunu, kaderini en güzel dile getirmesi bakımından da romanlarını incelemeye değer buldum. H. Böllü çevirilerinden okumak imkânına sahip olan Türk okuyucusuna bu yazar hakkında bilimsel bir araştırma sunmak, onu bir Germanist gözüyle Türkçeye kazandırmak istedim.Bu araştırmayı Alexander von Humboldt Vakfının verdiği bir doçent bursuyla Köln Üniversitesi Germanistik Enstitüsünde tamamladım. Adı geçen kuruma teşekkür ederim.İlk baskısı 1975 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesince yapılan ve mevcudu yıllar önce tükenen bu kitabı Heinrich Böllün aktualitesini yitirmeyen bir yazar olarak kendini kanıtlaması gerçeğine dayanarak yeniden yayınlamak istedim. Bazı eklemelerle gözden geçirilmiş RomancıHeinrich Böllün Türkçeye Çevrilmiş Eserleri1. İlk Yılların Ekmeği (Das Brot der frühen Jahre) Çev. Zeyyat Selimoğlu, İst. E Yay. 1981.2. Ve O Hiç Bir Şey Demedi (Und sagte kein einziges wort) Çev. Behcet Necatigil, İst. 1972 Cem Yayınevi3. Palyaço (Ansichten eines Clowns) Çev. Ahmet Arpad, 1980 Dar Dizi4. Babasız Evler (Haus ohne Hüter) Çev. S. Yalçınkaya, İst. 1971 Cem Yay.5. Babasız Evler (Haus ohne Hüter) Çev. Ahmet Cemal, İst. 1984 Altın Kitaplar6. Dokuz B
Heinrich Böll, özellikle 1972 Nobel ödülünü kazandıktan sonra yurdumuzda da aktüel olmuş, eserleri birbiri ardından dilimize çevrilerek yayınlanmış ve aydınlarımızın en çok okuduğu yabancı yazarlar arasına girmiştir. Alman edebiyatının nesir türünde kısa hikâyelerle yayın hayatına başlayan Böll, daha sonra pek uzun olma-yan, fakat yapı ve üslup yönünden iddialı ve yoğun romanlara geçmiştir. Yazarın kısa hikâyeleri de başarılıdır; ne var ki roman, onun edebî ustalığına ulaştığı dönemin türü olmuştur.Savaş sonrası Alman edebiyatının, sonraki kuşaklara kalacak temsilcilerinden biri olarak gördüğüm Heinrich Böllün biçim ve konu ahengi yönünden olduğu gibi, özlerinin 20. yüzyıl Alman insanını, onun yaşayışını, derdini, sorumluluğunu, kaderini en güzel dile getirmesi bakımından da romanlarını incelemeye değer buldum. H. Böllü çevirilerinden okumak imkânına sahip olan Türk okuyucusuna bu yazar hakkında bilimsel bir araştırma sunmak, onu bir Germanist gözüyle Türkçeye kazandırmak istedim.Bu araştırmayı Alexander von Humboldt Vakfının verdiği bir doçent bursuyla Köln Üniversitesi Germanistik Enstitüsünde tamamladım. Adı geçen kuruma teşekkür ederim.İlk baskısı 1975 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesince yapılan ve mevcudu yıllar önce tükenen bu kitabı Heinrich Böllün aktualitesini yitirmeyen bir yazar olarak kendini kanıtlaması gerçeğine dayanarak yeniden yayınlamak istedim. Bazı eklemelerle gözden geçirilmiş RomancıHeinrich Böllün Türkçeye Çevrilmiş Eserleri1. İlk Yılların Ekmeği... tümünü göster