16. yüzyılda dünya tersine dönmeye başlamıştır. Birbirine bağlı iki büyük dönüşüm ve başkalaşım bu döneme damgasını vurmuştur: burjuvazinin yükselmesi ve kapitalizmin kendini kanıtlaması. Oluşmakta ve kendi düzenini herşeye dayatmakta olan bu iki kendilik, Eski Dünyayı, yani bir bakıma Doğuyu yoketmektedir: Doğudan gelen din olan Hristiyanlık, Reformla batılılaşmakta; Doğunun sanat ve edebiyat anlayışının devamı olan antik sanat ve edebiyat Rönesansla aşılmakta; Doğudan ilk kopuşu simgeleyen feodalite bile kapitalizmle başka bir aleme doğru değiştirilmekte ve asıl önemlisi, Batı insanı kendini yerellikten kurtararak dünyaya açılmaktadır. Bu yepyeni bir olaydır, çünkü Doğuda bilim olmamıştır. Rönesans işte bütün bunların bileşkesi olarak, tam bu dönüşüm ve başkalaşım mayalanmasının göbeğine oturmaktadır: Doğudan kopuş.
16. yüzyılda dünya tersine dönmeye başlamıştır. Birbirine bağlı iki büyük dönüşüm ve başkalaşım bu döneme damgasını vurmuştur: burjuvazinin yükselmesi ve kapitalizmin kendini kanıtlaması. Oluşmakta ve kendi düzenini herşeye dayatmakta olan bu iki kendilik, Eski Dünyayı, yani bir bakıma Doğuyu yoketmektedir: Doğudan gelen din olan Hristiyanlık, Reformla batılılaşmakta; Doğunun sanat ve edebiyat anlayışının devamı olan antik sanat ve edebiyat Rönesansla aşılmakta; Doğudan ilk kopuşu simgeleyen feodalite bile kapitalizmle başka bir aleme doğru değiştirilmekte ve asıl önemlisi, Batı insanı kendini yerellikten kurtararak dünyaya açılmaktadır. Bu yepyeni bir olaydır, çünkü Doğuda bilim olmamıştır. Rönesans işte bütün bunların bileşkesi olarak, tam bu dönüşüm ve başkalaşım mayalanmasının göbeğine oturmaktadır: Doğudan kopuş.