Rusların Gözüyle Ortadoğu

Dünyanın kalbi Ortadoğu tarihin başlangıcından itibaren çatışmaların merkezi oldu. Bugünkü toplumsal ve siyasal çalkantılara baktığımızda süregelen durumun değişmediğine hatta şiddetin artarak devam ettiğine şahit oluyoruz. Üç büyük dinin kutsal toprakları en acımasız kitle imha silahlarının kullanıldığı, her türlü kaçakçılık faaliyetinin yürütüldüğü bir savaş üssüne dönüşmüş durumda. Özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra Soğuk Savaş dönemiyle birlikte Ortadoğu krizi çok farklı nedenlerden dolayı küresel bir boyut kazandı. Dönemin iki süper gücü ABD ve SSCB sömürge sonrası sancılı bir oluşum sürecinden geçen Ortadoğu coğrafyasındaki ihtilafların doğrudan ya da dolaylı taraftarları oldular. Bu süre zarfında Arap-İsrail ihtilafında Ruslar Arapların, Amerika ise İsrail'in arkasında yer alır gibi gözüktü. Ancak sahne arkasında dönen pazarlıklardan herkes bihaberdi. Soğuk Savaş döneminin sıcak çatışmalarının yaşandığı, her kısa süreli savaşta yeni silahların denendiği bir ortamda bu ülkeler acaba neden Ortadoğu meselesine bu denli ilgi duyuyorlardı?

Bu iki süper gücün süreç içerisinde oynadıkları rolü arka planıyla birlikte aydınlatmadan mevcut durumu anlamamız mümkün değildir. Sayısız savaş, iç çatışma, rejim değişikliği, barış çabaları, diplomatik girişimler, terör eylemleri ve ideolojik kavgalar gerçekleşirken bu iki güç bu gelişmelerden habersiz değildi. Ortaya çıkan her yeni gelişmede, anında, doğrudan kendi temsilcilerini göndererek sürece müdahil oluyorlardı. Bu isimler arasında belki de en tanınmış olan sima Yevgeni Primakov'dur. Hayatını Ortadoğu meselesine adamış, sayısız makale yazmış, son elli yılın en ünlü simalarıyla defalarca görüşmelerde bulunmuş, diplomatik görevler üstlenmiş Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı görevlerinde bulunmuş bir Ortadoğu uzmanı olan Yevgeni Primakov bu coğrafyanın tarihine ve bugününe ışık tutuyor.

Primakov'un bu çalışmasında Arap-İsrail ihtilafından Kürt oluşumuna, Cemal Abdülnasır'dan Yaser Arafat'a, İlk Arap-İsrail Savaşından Irak Savaşına, Ortadoğuda ön plana çıkan birçok şahıs ve olay hakkında hiçbir yerde rastlamadığınız kulis bilgilerine Rusların bakış açısından ulaşacaksınız.

Kitapta şu sorulara cevap bulabilirsiniz: Soğuk Savaş sırasında süper güçler Ortadoğu coğrafyasını bir tatbikat alanı olarak mı kullandılar? Ruslar neden hep Araplardan yana tavır aldı? Irak'taki Kürt hareketinin lideri Molla Barzani Rusya'daki sürgün sırasında neler yaşadı? Ortadoğuda petrol fiyatlarıyla yaşanan savaşlar arasındaki bağlantı neler? Saddam hangi sözleri yerine getirmedi? CIA Saddam Hüseyin'i nasıl iktidara taşıdı? Ortadoğuda terörü asıl kim başlattı? İsrail'in terörist başbakanları kimler? Abdülnasır neden Arap Birliğini kurmayı başaramadı? Rusya Saddam'ı savaştan vazgeçirmek için ne teklif etti? Rusya İsrail saldırılarını durdurmak için neler yaptı? Çeçenistan krizi niçin Rusya'ya iyi bir ders oldu? Ortadoğuyu nasıl bir gelecek bekliyor, çatışmalar sona erebilir mi? Refik Hariri suikastını kim gerçekleştirdi? Arap ülkelerinde sosyalizm neden gerçekleşemedi? İsrail'in uyguladığı göç politikaları Rusları neden rahatsız ediyor? İran gerçekten nükleer savaşı başlatabilir mi? Dünya neden İsrail'in nükleer çalışmalarına ses çıkarmıyor? İsrail'in nükleer çalışmalarına gizliden destek veren ülkeler hangileri?

Dünyanın kalbi Ortadoğu tarihin başlangıcından itibaren çatışmaların merkezi oldu. Bugünkü toplumsal ve siyasal çalkantılara baktığımızda süregelen durumun değişmediğine hatta şiddetin artarak devam ettiğine şahit oluyoruz. Üç büyük dinin kutsal toprakları en acımasız kitle imha silahlarının kullanıldığı, her türlü kaçakçılık faaliyetinin yürütüldüğü bir savaş üssüne dönüşmüş durumda. Özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra Soğuk Savaş dönemiyle birlikte Ortadoğu krizi çok farklı nedenlerden dolayı küresel bir boyut kazandı. Dönemin iki süper gücü ABD ve SSCB sömürge sonrası sancılı bir oluşum sürecinden geçen Ortadoğu coğrafyasındaki ihtilafların doğrudan ya da dolaylı taraftarları oldular. Bu süre zarfında Arap-İsrail ihtilafında Ruslar Arapların, Amerika ise İsrail'in arkasında yer alır gibi gözüktü. Ancak sahne arkasında dönen pazarlıklardan herkes bihaberdi. Soğuk Savaş döneminin sıcak çatışmalarının yaşandığı, her kısa süreli savaşta yeni silahların denendiği bir ortamda bu ülkeler acaba neden Ortadoğu meselesine bu denli ilgi duyuyorlardı?

Bu iki süper gücün süreç içerisinde oynadıkları rolü arka planıyla birlikte aydınlatmadan mevcut durumu anlamamız mümkün değildir. Sayısız savaş, iç çatışma, rejim değişikliği, barış çabaları, diplomatik girişimler, terör eylemleri ve ideolojik kavgalar gerçekleşirken bu iki güç bu gelişmelerden habersiz değildi. Ortaya çıkan her yeni gelişmede, anında, doğrudan kendi temsilcilerini göndererek sürece müdahil oluyorlardı. Bu ... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 448 sayfa
Nisan2010 tarihinde, Timaş Yayonları tarafından yayınlandı


ISBN
975 263 9959
Dil
Türkiye Türkçesi

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski