Bir gün gökyüzü kıpkırmızı olacak ve çiçeklerle bezenmiş atlı bir araba gelip beni alacak, gökyüzüne götürecek ve kızıl ufukta birlikte kaybolacağız. Gözlerimde artık hüzün değil, sadece mutluluk olacak. Kısa bir süre ufukta uzaklaşan arabanın izleri kalacak. Sonra kızıllıklar eflatuna, mora dönüşecek, sonra da kurşuni siyaha. Ertesi gün, güneş yine doğacak ve yeni bir gün başlayacak.
Bir yaprak doğar, yeşerir, olgunlaşır, solar, kurur ve bilinmeyene doğru sürüklenmek üzere dalından kopartılır...
Bir yaprak doğar, yeşerir, olgunlaşır, solar ve kurur, rüzgâra, mevsimlere, tabiata boyun eğerek...İşte yapraklar, işte sonbahar rüzgârları, işte hayat...
Bir gün gökyüzü kıpkırmızı olacak ve çiçeklerle bezenmiş atlı bir araba gelip beni alacak, gökyüzüne götürecek ve kızıl ufukta birlikte kaybolacağız. Gözlerimde artık hüzün değil, sadece mutluluk olacak. Kısa bir süre ufukta uzaklaşan arabanın izleri kalacak. Sonra kızıllıklar eflatuna, mora dönüşecek, sonra da kurşuni siyaha. Ertesi gün, güneş yine doğacak ve yeni bir gün başlayacak.
Bir yaprak doğar, yeşerir, olgunlaşır, solar, kurur ve bilinmeyene doğru sürüklenmek üzere dalından kopartılır...
Bir yaprak doğar, yeşerir, olgunlaşır, solar ve kurur, rüzgâra, mevsimlere, tabiata boyun eğerek...İşte yapraklar, işte sonbahar rüzgârları, işte hayat...