Acemilikten uzak bu ilk kitapla başlayan öykü serüveni, Hepçilingirlerin, hayata ve edebiyata bakışının temelini koruyarak nasıl geliştiğini anlamak açısından çok değerli bir belge niteliğinde. Üstelik sadece yazarının değil, Türk öykücülüğünün de aldığı yolu anlamakla ipuçları sunuyor.Hayata toplumcu gerçekçi bir açıdan bakan bu öyküler, yazarının kaba bir siyasallıktan uzak, insanı anlamayı ve anlatmayı, yaşamın kendi içindeki devingenliğini yansıtmayı amaçladığını gösteriyor öncelikle. Ancak, bir kez daha belirtmekte yarar var: Kaba bir öğrencilikten alabildiğine uzak olan bu öyküler, doğruların tartışılırlığı ilkesine öncelik tanıyor; bu nedenle de okura bugün de çağdaş bir tat sunabiliyor. Birdenbire değişti Menekşe. Artık kendini gizleyemezdi benden. Karşımdaki, ana Menekşeydi. Yalan söyleyemezdi artık. Bana hiç bakmıyordu. Gözlerini denizin üstündeki bir noktaya düğümlemiş; önüne topladığı bacaklarının üstünde ellerini sımsıkı kenetlemişti.
Acemilikten uzak bu ilk kitapla başlayan öykü serüveni, Hepçilingirlerin, hayata ve edebiyata bakışının temelini koruyarak nasıl geliştiğini anlamak açısından çok değerli bir belge niteliğinde. Üstelik sadece yazarının değil, Türk öykücülüğünün de aldığı yolu anlamakla ipuçları sunuyor.Hayata toplumcu gerçekçi bir açıdan bakan bu öyküler, yazarının kaba bir siyasallıktan uzak, insanı anlamayı ve anlatmayı, yaşamın kendi içindeki devingenliğini yansıtmayı amaçladığını gösteriyor öncelikle. Ancak, bir kez daha belirtmekte yarar var: Kaba bir öğrencilikten alabildiğine uzak olan bu öyküler, doğruların tartışılırlığı ilkesine öncelik tanıyor; bu nedenle de okura bugün de çağdaş bir tat sunabiliyor. Birdenbire değişti Menekşe. Artık kendini gizleyemezdi benden. Karşımdaki, ana Menekşeydi. Yalan söyleyemezdi artık. Bana hiç bakmıyordu. Gözlerini denizin üstündeki bir noktaya düğümlemiş; önüne topladığı bacaklarının üstünde ellerini sımsıkı kenetlemişti.
125 sayfa