"Bir butik yayıncıyı, yaşadığı içten coşkuyla hemen ayırt edebilirsiniz. Türkiye gibi bir ülkede, o heyecanı taşıması, bir tiyatrocunun tiyatro, sinemacının sinema yapma, şairin şiir yazma arzusundan farklı değildir hiç. Ama bir yandan da, okur tarafından görülen, bilinen biri de olmaz; kitabını bastığı yazar kitaplarını imzalarken, o ya bir dosyanın içine gömülmüştür ya da depoda kitap taşıyordur. Barthesın yazma arzusunun kökenine dair yaptığı tespitleri yayımlama arzusu için de düşünebiliriz. Bu arzu, tıpkı yazma arzusu gibi, okumaktan duyulan hazzın neden olduğu sevinç ve umuttan alır gücünü."
SabitFikirin Ağustos 2015 tarihli 54. sayısının dosya başlığı, "Yayıncılığın Gizli Kahramanları"... Bülent Usta, Türkiyedeki diğer her şey gibi, hakkında bir kavram karmaşası bulunan butik yayıncılığı mercek altına alarak, "Butik yayıncı kimdir? Türkiyede butik yayıncılık ne durumda?" sorularına yanıt arıyor:
"Kitaptan Avrupa ülkelerinin tümünden daha yüksek vergi alan, sansür davalarıyla uğraştıran, kitapçıların ve edebiyat dergilerinin birer birer kapandığı bir ülkede, butik yayıncılığın devam etmesi bir mucizeyse, bu mucizenin sürekliliği için kafa kafaya verip çareler düşünmemiz şart."
SabitFikir orta sayfalarının vazgeçilmezi Kararsız Okur infografiği de, her zamanki gibi, kapak konusunu destekliyor. Oylum Yılmazın hazırladığı ve Sedat Girginin resimlediği Kararsız Okur, bu ay kararlı bir şekilde butik yayınevlerinin en harika kitapları arasında dolaşıyor. Kendisine edebiyattan, sanattan, felsefeden, mimariden, söyleşilerden, müzikten nadide bir buket yapıyor.
Ayşe Çavdar ise bu sayıda, EdebiyatDışına belli bir alanda yayın yapan "tematik" yayınevleri gibi, belli bir alana ilgi duyan okurlara/araştırmacılara hizmet veren tematik kütüphanelerden birini konuk ediyor. Salt Araştırmadan Sezin Romi, "Burayı tarif etmek için kütüphane, arşiv gibi tabirler yeterli değil. Çünkü günümüzde araştırmanın daha geniş bir evreni var," diyor.
Güncel meseleler ve güvenilir kitap eleştirileri için...
SabitFikirin bu sayısının Çizgi Roman sayfaları her zamankinden de renkli. Hakan Bıçakçı, Dövüş Kulübü 2nin yayınlanması vesilesiyle, üzerinden epey zaman geçen Dövüş Kulübü romanına dönüyor, Chuck Palahniukun deyimiyle, "kaseti başa sarıyor." Yankı Enki, korku edebiyatının klasik damarını içinde barındıran en önemli canavar anlatılarından biri sayılabilecek Hellboyu ele alırken, Fisun Yalçınkaya Stefan Zweigın Son Günlerini inceliyor: "Uzun uzun yazmış, dolu dolu yaşamış bir adam ve onun yazdıklarıyla satır satır uğraşmış, kısacık yaşamış bir kadının hikayesi bu..."
Ceyhan Usanmaz ise dört kişilik ekibiyle birlikte, son birkaç yıl içinde Türkiyede hızla yayılan gerçek kaçış oyunlarından birine, Agathanın Anahtarına dahil oluyor. İstanbuldaki sayısız seçenek arasından, özellikle bu oyunun ilgisini çekmesinin nedeni, Ahmet Ümitin aynı adlı kısa öyküsünden esinlenilmesi.
SabitFikirin bu sayısında ayrıca Sami Baydar, Aziz Hatman, Jack Kerouac, Mario Vargas Llosa, Mete Ercis, Alejandro Zambra, Elie Wiesel, Elias Canetti, David Duchovny, Deborah Levy ve Edna OBrienın eserlerini güvenilir eleştirmenler küçük İskender, A. Ömer Türkeş, Ali Bulunmaz, Nazan Maksudyan, Osman Çakmakçı, Oylum Yılmaz, Emre Bayın, Hayati Roman, Gökçe Gündüç, Melisa Kesmez ve Burcu Bayer yorumluyor.
F. Cihan Akkartal, Televizyon yazısında, "en iyi yazılmış sezonu"nun reytingleri, aldığı olumlu eleştiriler ile coşkulu yorumları karşılayamayınca, sonunun geldiği anlaşılan Hannibalı değerlendiriyor. Fakat Hannibalın karnı acıkınca hangi sofraya oturacağı belli olmaz elbette; zira ufukta bir Hannibal uzun metrajı görünüyor.
Müzik yazılarına şarkıcı, şarkı yazarı, "multi-enstrümantalist", yapımcı, aranjör, aktör ve ressam David Bowie ile devam eden Hilmi Tezgör, Simon Critchleyin David Bowiesinin sizi bir oturuşta Bowie hayranı yapabileceğini belirtiyor. Dünyadan sayfalarında da Mert Tanaydın, metropol insanına ne yapacağını şaşırtan şu yaz sıcaklarında, dünya yayın piyasasında öne çıkan "yaz okuması" önerilerini derliyor.
SabitFikirin kapak illüstrasyonu Geray Gençere ait. Ancak çizimler bununla sınırlı değil; dikkatli gözler, iç sayfalarda çok sayıda yetenekli ve genç çizerle de karşılaşıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
"Bir butik yayıncıyı, yaşadığı içten coşkuyla hemen ayırt edebilirsiniz. Türkiye gibi bir ülkede, o heyecanı taşıması, bir tiyatrocunun tiyatro, sinemacının sinema yapma, şairin şiir yazma arzusundan farklı değildir hiç. Ama bir yandan da, okur tarafından görülen, bilinen biri de olmaz; kitabını bastığı yazar kitaplarını imzalarken, o ya bir dosyanın içine gömülmüştür ya da depoda kitap taşıyordur. Barthesın yazma arzusunun kökenine dair yaptığı tespitleri yayımlama arzusu için de düşünebiliriz. Bu arzu, tıpkı yazma arzusu gibi, okumaktan duyulan hazzın neden olduğu sevinç ve umuttan alır gücünü."
SabitFikirin Ağustos 2015 tarihli 54. sayısının dosya başlığı, "Yayıncılığın Gizli Kahramanları"... Bülent Usta, Türkiyedeki diğer her şey gibi, hakkında bir kavram karmaşası bulunan butik yayıncılığı mercek altına alarak, "Butik yayıncı kimdir? Türkiyede butik yayıncılık ne durumda?" sorularına yanıt arıyor:
"Kitaptan Avrupa ülkelerinin tümünden daha yüksek vergi alan, sansür davalarıyla uğraştıran, kitapçıların ve edebiyat dergilerinin birer birer kapandığı bir ülkede, butik yayıncılığın devam etmesi bir mucizeyse, bu mucizenin sürekliliği için kafa kafaya verip çareler düşünmemiz şart."
SabitFikir orta sayfalarının vazgeçilmezi Kararsız Okur infografiği de, her zamanki gibi, kapak konusunu destekliyor. Oylum Yılmazın hazırladığı ve Sedat Girginin resimlediği Kararsız Okur, bu ay kararlı bir şekilde butik yayınevlerinin en harika kita... tümünü göster
Ciltli, 60 sayfa
4Ağustos2015 tarihinde, Sabit Fikir Dergisi tarafından yayınlandı