Beyoğlu yine her zamankinden farksız. Ağzını açmış, içine girenleri yutmaya hazırlanan bir canavar gibi... Işıklarıyla, renkleriyle, gözleri kamaştırarak, gerçek çehresini gizleyen bir canavar. Kollarını da ara sokaklar oluşturuyor...Bu öyle bir yaratık ki; yalnız geceleri yaşıyor. Geceleri soluk alıyor, geceleri besleniyor. Hele yarı geceden sonra, daha da acıkıyor. Azdıkça azıyor. Kolları vasıtasıyla yakaladıklarını, doymak bilmez bir iştahla, bir çırpıda midesine indiriyor...Bugüne kadar Beyoğlunun arka sokakları hakkında, çok şeyler yazıldı, çizildi, söylendi. Ama bunların hiçbiri, masa başında kaleme alınan çalışmalar olmaktan ileri gidemedi.Bu kitapta, senarist yönetmen Oğuz Gözen, tüm zamanını geçirdiği Beyoğlunun ve insanlarının gerçek öykülerini yazdı. Çok iyi tanıdığı çevreyi, bir dille anlattı. Yayınevimiz, Oğuz Gözenin on üç öyküsünü sizlere sunuyoruz.
Beyoğlu yine her zamankinden farksız. Ağzını açmış, içine girenleri yutmaya hazırlanan bir canavar gibi... Işıklarıyla, renkleriyle, gözleri kamaştırarak, gerçek çehresini gizleyen bir canavar. Kollarını da ara sokaklar oluşturuyor...Bu öyle bir yaratık ki; yalnız geceleri yaşıyor. Geceleri soluk alıyor, geceleri besleniyor. Hele yarı geceden sonra, daha da acıkıyor. Azdıkça azıyor. Kolları vasıtasıyla yakaladıklarını, doymak bilmez bir iştahla, bir çırpıda midesine indiriyor...Bugüne kadar Beyoğlunun arka sokakları hakkında, çok şeyler yazıldı, çizildi, söylendi. Ama bunların hiçbiri, masa başında kaleme alınan çalışmalar olmaktan ileri gidemedi.Bu kitapta, senarist yönetmen Oğuz Gözen, tüm zamanını geçirdiği Beyoğlunun ve insanlarının gerçek öykülerini yazdı. Çok iyi tanıdığı çevreyi, bir dille anlattı. Yayınevimiz, Oğuz Gözenin on üç öyküsünü sizlere sunuyoruz.
Sırf elime geçti diye okudum. Tamamen gereksiz, sıkıcı bir kitap.