Bir adam; Sarhan Şahzade, Âşık olduğu annesinin ve kendisine âşık olan karısının ölümlerinden dolayı kendini suçlayan Sarhan hayatını kızı ve vatanına adamıştır.
Ta ki bir yanlışlık sonucu yanına getirilen Kelebek’i görene kadar...
Bir kadın; Ömür Doğan, Babasının kötü giden işleri yüzünden hayallerini bir rafa kaldırmış, sakin hayatında düğünü için gün sayıyordu. Komşuları Süreyya teyzenin evini yakan adamları polise şikayet etmesiyle, sakin ve huzurlu hayatı alt üst olmuştur. Ta ki bir gün başkası yerine kaçırılıp orman gözlü adamı görene kadar...
“Biliyorsun ben özel görevdeyim, hiçbir zaman al bayrağa sarılı tabutum gelmeyecek önüne. Eğer ölüm haberim geldiğinde ağlamayacaksan evlen benimle Kelebek.” Birkaç dakikalık dil tutulmasının ardından nihayet sesimi bulabilmiştim. Böyle bir teklif beklemiyordum. Her şeyi duymayı bekliyordum ama bu kelimeleri hayır. Bir an onun olmadığını düşündüm.
Sadece bir iki saniyelik… O an ciğerim dağlanmış gibi dayanılmaz bir acı hissettim.
Onun olmadığı bir dünyada yaşamak...
Asla!
Bir adam; Sarhan Şahzade, Âşık olduğu annesinin ve kendisine âşık olan karısının ölümlerinden dolayı kendini suçlayan Sarhan hayatını kızı ve vatanına adamıştır.
Ta ki bir yanlışlık sonucu yanına getirilen Kelebek’i görene kadar...
Bir kadın; Ömür Doğan, Babasının kötü giden işleri yüzünden hayallerini bir rafa kaldırmış, sakin hayatında düğünü için gün sayıyordu. Komşuları Süreyya teyzenin evini yakan adamları polise şikayet etmesiyle, sakin ve huzurlu hayatı alt üst olmuştur. Ta ki bir gün başkası yerine kaçırılıp orman gözlü adamı görene kadar...
“Biliyorsun ben özel görevdeyim, hiçbir zaman al bayrağa sarılı tabutum gelmeyecek önüne. Eğer ölüm haberim geldiğinde ağlamayacaksan evlen benimle Kelebek.” Birkaç dakikalık dil tutulmasının ardından nihayet sesimi bulabilmiştim. Böyle bir teklif beklemiyordum. Her şeyi duymayı bekliyordum ama bu kelimeleri hayır. Bir an onun olmadığını düşündüm.
Sadece bir iki saniyelik… O an ciğerim dağlanmış gibi dayanılmaz bir acı hissettim.
Onun olmadığı bir dünyada yaşamak...
Asla!
Ahhh takip ettiğim muhteşem hikayelerden birinin daha kitap kokusuyla buluşmasına çok ama çok sevindim. Vakit kaybetmeden alıp artık ezberlediğim sahneleri bir de basılı olarak bir solukta okudum.
Haksızlığa tahammül edemeyen Ömür Doğan, mahallesine musallat olan çeteye karşı tek başına müdahale etmeye kalkmasıyla başına gelmeyen kalmıyor. Ailem dediği insanlar da kendisine sırt çeviriyor.
Ve yanlışlıkla kaçırılmasıyla yeşil gözlü Şah’ımızla yolları kesişiyor.
O bir bordo bereli, sevdiği, hayatındaki kadınların hep düşmanları tarafından kullanmasından dolayı hayatında bir kadına yer yoktu. Ta kii Mavi bir Kelebekle karşılaşana kadar.
Aslında kitapla ilgili anlatacak daha o kadar şey var ki ama anlatıp spoiler vermek istemiyorum. Ama şunu diyebilirim ki Şah’ımız ile Kelebeğimizin aşkı çok ama çok güzeldi.
Keşke yazarımız bir Şahzade serisi çıkarsa; özellikle de Emirhan’ın hikayesini ve Emre’nin hikayesini okumayı çok ama çok isterim.
-----------------------
“Biliyorsun ben özel görevdeyim, hiçbir zaman al bayrağa sarılı tabutum gelmeyecek önüne. Eğer ölüm haberim geldiğinde ağlamayacaksan evlen benimle Kelebek.” Birkaç dakikalık dil tutulmasının ardından nihayet sesimi bulabilmiştim. Böyle bir teklif beklemiyordum. Her şeyi duymayı bekliyordum ama bu kelimeleri hayır. Bir an onun olmadığını düşündüm. Sadece bir iki saniyelik. O an ciğerim dağlanmış gibi dayanılmaz bir acı hissettim.
Onun olmadığı bir dünyada yaşamak….
Asla!
Kendimi toparlayarak yanaklarını avuçladım. Zihnimi zehirleyen saçma sapan düşünceleri itekleyerek kendimden uzaklaştırdım.
“Sırtımda bedeninin sıcaklığını, ensemde nefesini hissetmeden uyumak istemiyorum.” Dedim cevap olarak.
https://illekitap.blogspot.com/2020/03/arzu-khayal-sahzade.html
Bu aya bir Türk yazarın kitabını okuyarak başladım. Elimde o kadar çok Türk yazar var ki sanırım onları azaltmak adına bu ay da birkaç tane fazladan okuyacağım. Onlarda biri olan Arzu Khayal'ın kitabı Şahzade'yle başladım aya.
Yazarın yayınlanmış iki kitabı var ülkemizde ve ben ilk olarak Şahzade'yle başladım. Sarhan ve Ömür'ün öyküsüyle. Genel olarak bakıldığında akıcı ve sonunun nereye gideceğini merak ettiren bir kurgusu vardı. Bazen gereksiz gördüğüm şeyler olsa da kitabı sıkılmadan okuduğumu söylemeliyim.
Detaylı yorumuma başlamadan önce kitabın konusundan bahsetmek istiyorum. Ömür yaşadığı talihsiz olay yüzünden ailesi eski kafalığıyla dışarıya attığı genç bir kızdır. Bir gün ailesini özellikle annesini uzaktan görmek için kovulduğu mahalleye gittiğinde üzerindeki kıyafetlerden yüzünden yanlış anlaşılmaya mahal vererek Sarhan'ın adamları tarafından kaçırılan Ömür'ün hayatı kökünden değişir. Farkına varmadan Sarhan'ın hayatına sızan Ömür genç adama kalbini kaptırsa da hayatın onlar için hiç kolay olmayacağını yaşayarak öğrenir. Sarhan ise, gizli görevlere çıkan bordo bereli bir asker olması ise Ömür ile olan ilişkisinde oldukça zor anlar yaşatmaktadır. Sevdiği insanları her seferinde kaybeden Sarhan her ne kadar Ömür'den uzak dursa da içten içe ona duyduğu çekim, ilgi, özlem ve hasretle genç kadını yanında ve hayatında istemektedir.
Ancak bazı şeyler hiç de kolay elde edilmemektedir. Özellikle Sarhan için... Genç adam zor da olsa kabullendiği aşkını, mutlu ve sevgi dolu bir yuvayı çok zor da olsa elde edebilecek mi onu okuyoruz.
Özellile değinmek istediğim şey, kitabın başlarında okurken kim nedir ne yapıyordur nasıl o safhaya gelinmiştir çok havada kaldığını düşündüm. Çünkü hep oradan oraya atlıyormuş hissi uyandırıyordu. Ancak sonralarda olaylar daha oturaklı ilerlemeye başladı. Ondan sonra okumak daha kolaylaştı.
Bir de kitabın geneli Ömür tarafından anlatılırken diğer tarafta neler olduğunu görmek için arada anlatım geçişi yapıldı. Bu tür kitaplar genel anlatımda daha başarılı olduğunu düşünüyorum keşke bu kitabı da öyle yazılsaydı ya da hiç anlatım geçişi yapılmadan Ömür tarafından anlatılsaydı diye düşündüm. Çünkü kitapta kopukluk yapıyordu bence.
Kitapta en hoşuma giden şey, karaketerlerin arasındaki ilişkiydi. Arkadaşlık ve aile ilişkisi çok iyiydi. Bu tür detayları kitaplarda hep severim.
Ancak Ömür'ün hemen abicim rolleri, Sarhan'ın babasına olan tepkisi falan.. bazen aşırı bulduğum yerlerde vardı.
Sarhan'ın görevleri falan güzeldi ama kitabın sonunda kaçırıldıkları kısım çok havada kalmış gibiydi yani daha detay olsaydı bence o kısım kitabın en vurucu yeri olabilirdi. Bir de Sarhan'ın öldüğü zannedildiği kısım...
Ömür'ün zaman zaman çok çocukça bulduğum tavırları oldu, gereksiz tripleri, küskünlükleri... yani Sarhan'ın asker olduğunu biliyorsun bazen bazı şeyleri yaşamak zorundasındır ve bunun önüne kimse geçemez ve Sarhan'ın kendi elinde olmayan sebeplerden dolayı adama trip atması... gereksizdi...
Kitaplarda askerlerin yaşamlarına değinmesi çok hoşuma gitti. Neden bilmiyorum ama benim de bu tür kurguları okumaya zaafım var sanışım. Sevdim o tür bir karakter olmasını...
Elhan, Mert ve Emre'yi çok sevdim. Lalin'e ise bayıldım. Aşkım baba, aşkım dayı... yerim seni Lalin dedim.
Kitabın son bölümü çok güzeldi. Bayıldım bu kitaba yakışan bir sondu bence. Ama en çok merak ettiğim de Berivan'ın yani Sarhan'ın küçük kız kardeşinin Emre'ye olan aşkı... onu okumayı cidden çok istiyorum.
Normalde kitap ortalamaydı benim nazarımda ama nedense değişik bir şekilde yazarın diğer kitabını da okuma isteği var içimde. Sanırım onu da okuyacağım. Çünkü yazarın yormayan kalemini sevdim.
Çok çok büyük beklentiler içerisine girmezseniz bence severek okuyabilirsiniz. Özellikle yorgun ve yoğun geçen günlerde çok iyi gittiğini söylemeliyim.
544 sayfa
Haziran2019 tarihinde, Parola Yayınları tarafından yayınlandı