Leydi Alyson MacGillivray bir gemi yolculuğuna çıkar ve inanılmaz bir şey keşfeder: Iskoçya’nın gelecekteki kralıyla aynı gemidedir.
Fakat gemilerine korsanlar saldırıp prensi esir aldıklarında ve Alyson’ı boğulmaya terk ettiklerinde bu şaşkınlığı dehşete dönüşür.
Kurt adıyla bilinen Kaptan Jake Maxwell, Kral tarafından prensin gizli seyahatini takip etmesi için görevlendirilmiştir.
Alyson’ın vahşi denizle mücadele etmek zorunda kaldığını görünce, onun hayatını kurtarmak üzere hızla harekete geçer.
Çok yakında aralarında tutku kıvılcımları çakmaya başlar ama prensin kaçırılışı sırasında orada bulunması genç kadını büyük bir tehlikeye atacaktır.
Eğer aşklarının bir geleceğinin olmasını istiyorlarsa Alyson ve Jake ölümcül sonuçları olan bir plana dahil olmak zorundadırlar.
Leydi Alyson MacGillivray bir gemi yolculuğuna çıkar ve inanılmaz bir şey keşfeder: Iskoçya’nın gelecekteki kralıyla aynı gemidedir.
Fakat gemilerine korsanlar saldırıp prensi esir aldıklarında ve Alyson’ı boğulmaya terk ettiklerinde bu şaşkınlığı dehşete dönüşür.
Kurt adıyla bilinen Kaptan Jake Maxwell, Kral tarafından prensin gizli seyahatini takip etmesi için görevlendirilmiştir.
Alyson’ın vahşi denizle mücadele etmek zorunda kaldığını görünce, onun hayatını kurtarmak üzere hızla harekete geçer.
Çok yakında aralarında tutku kıvılcımları çakmaya başlar ama prensin kaçırılışı sırasında orada bulunması genç kadını büyük bir tehlikeye atacaktır.
Eğer aşklarının bir geleceğinin olmasını istiyorlarsa Alyson ve Jake ölümcül sonuçları olan bir plana dahil olmak zorundadırlar.
Önce ki kitapta Kurt lakaplı kaptan Jake Maxwell ikiliye yardım etmiş ve ikili onun Ivor'un nişanlı kuzeni Alyson'dan hoşlandığnı düşünmüştü. Ayrıca kralın kardeşi Albany Dükü İskoçya tahtının varisi Davy Stewart'ı tutuklamıştı. Bu kitabın başında da Davy ölür ve Albany Dükü tahtın ikinci sırada ki varisi olur. Herkes Davy'nin ölümünden dolayı onu suçlasa da umursamaz amacı yeniden valilik görevini almaktır. Kral da büyük oğlu ölünce sekiz yaşında ki diğer oğlunun hayatından endişe eder ve onu Fransa'ya göndermeye karar verir. Onu gemiye bindirme işini de Ivor ve Fin gibi St. Andrews'da ders almış olan Jake üstlenir.
On dokuz yaşında ki Leydi Alyson MacGillivray iki aylık kocası Niall ile gemi yolculuğuna çıkar. Kocası İskoçya'nın en güçlü,zengin kontlarından birinin yanında çalışır ve onun bir işi için Fransa'ya gidecektir. Gemi yolculuğu aylarca süreceğinden karısını da yanına alır. Alyson kocasını çocukluğundan beri tanısa da evlendikten sonra neredeyse hiç görmemiştir ve birbirlerini daha iyi tanımalarını istediğinden büyük bir umutla yolculuğa başlar ama yine aynısı olur kocasını neredeyse hiç görmez. Üstelik gemiye İskoç tahtının varisi yanında bir çocuk ile biner fakat çok geçmeden korsanlar gemiye saldırır ve prensi kaçırırlar. Gemi batmak üzereyken onları takip eden Jake Alyson'u ve yanında ki Willi'i kurtarır.
İkili daha önce bir kez karşılaşmıştır ve Jake Alyson'u unutamamıştır. Böylece ikili yeniden bir araya gelir ve yolculuğa başlar. Alyson büyük ihtimal ölen kocası için endişelenir fakat onu hiç özlemez daha çok kendi geleceği için endişelenir.Ailesinin yanından kaçtığı yaşama yine dönmekten korkar.
Bir de Alyson'un kuvvetli altıncı hisleri var. Davy'nin ölmeden önce zindanda ki sefil halini,abilerinin ölümünü görmüştür. Olayları olurken görür yoldayken de yine böyle görüler görür hatta kocasının öldüğünü de görür. Yolda tanıştığı bir kızın anlattıklarından sonra evliliklerinin normal bir evlilik gibi olmadığını,kocası ile hiç birlikte olmadığını fark eder. Yolculuk ikiliyi iyice yakınlaştırır ve St. Andrew' gittiklerinde kardinal Alyson'un Jake ile yalnız yaptığı yolculuğun dedikodulara sebep olacağını söyleyerek evlenmelerini ister. Bir de önceki evliliğinin tamamlanmadığını öğrendiklerin de Alyson'a rahat bir şekilde evliliğini fesh edebilme fırsatı çıkar. Alyson önce bunun yanlış olduğunu düşünse de Jake kocasının onun tehlikede olduğunu bile bile kendisini bırakıp gittiğini söyleyince ikna olur. Orada olan papanın temsilcisi sayesinde evliliği iptal olur ve hemen yeniden evlenir.
Prensin İngilizlere yakalanmasına yardım eden Albany, ona da yardım edenler,eski koca,Alyson'un kaçırılması,kurtarma,sevgi sözleri derken kitap bitiyor. Yine tarihin o entrikalı taht mücadelelerini okuyoruz. Araya tarihi karakterlerin de katıldığı kitaplara bayılırım. Kitap güzeldi ama Alyson'u sevemedim daha çok kocasını sevmeyen yeni kocası ile ilkinde asla hissetmediği duyguları hisseden kadınları sevemiyorum burada da aynısı oldu. Diğer iki kitabın kahramanları da olaylara dahil oluyor. Cat ve Fin ikilisinin iki, Ivor ve Marsi'nin yolda bir çocuğu var. Güzel macera dolu bir hikaye. Prensten ise hala ses yok.
https://illekitap.blogspot.com/2018/11/amanda-scott-sakn-bitti-deme-iskoc.html
İskoç Şövalyeleri serisinin 3. kitabı Sakın Bitti Deme kitabıyla seriyi sonlandırdım. Açıkçası bu seri benim her okuduğum ya da okuyacağım İskoç hikayesinin muhteşem olmayacağını anlamamı sağlayan bir tecrübe oldu. Çünkü hep çok güçlü kalemler okumuşum bu türde ve bazı kitaplar onlar kadar iyi değilken okumak baya bir zorladığını fark ettim.
Seriye başladığımdan beri dile getiriyorum, yazarın bir sonraki kitabı bir öncekinden daha iyi diye. Bu kitapta ilk iki kitaptan daha iyiydi. Zaten ilk kitap tam bir fiyaskoydu ama ikincisi ondan bir tık daha iyiyken bu kitap ikiden bir tık daha iyiydi. Bu seri şöyle 6-7 kitaplık bir seri olsaydı muhtemelen son kitap zirve olurdu diye düşünüyorum.
Öncelikle, kitabın konusuna değinmeyeceğim çünkü arka kapak yazısı yeterince açıklayıcı dolayısıyla direk yoruma giriyorum.
Bu kitapta Jake'i okumak çok güzeldi çünkü en merak ettiğim karakterdi diyebilirim çünkü ne Fin gibi ne de Ivor gibi güçlü toprak sahiplerinden değildi. Bir denizcinin oğluydu ve muhteşem bir denizciydi kendisi de. Aynı zamanda Fin ile Ivor'un da en yakın arkadaşlarındandı. Bu yüzden onu okumak çok güzeldi. Hikayesi de oldukça iyiyidi aslında hem Alyson ile tanışmaları, Alyson'ın evli olması ve sonrasında gelişen olaylar çok güzeldi. İkisinin arasında ilk karşılaştıklarından harlanan ama önlerine konulan engelle geri adım atmak zorunda kalan Jake'e rağmen ikinci karşılaşmalarında aralarındaki çekimin aşka dönüşmesini okumak çok güzeldi. Ivor'un hikayesinden bir tık daha iyiydi aşk konusunda ama ilk kitaptan beri dilimde tüy bitti bunu söylemekten, savaş sahnesi bakımından geri planda kalmıştı.
İlk kitaptan beri savaş çıkacak atılımlar yapılıyor ama bizim şövalyeler bunu engellemeyi başarıyorlar. Fin'in kurnazca yaptığı planla setleri yıkması, Ivor'un tek bir ok atışıyla savaşı durdurması ve Jake'in konuşmasıyla olayların alevlenmeden durması falan... bana olmamış, yarım kalmış, geçiştirilmiş hissi verdi. Yani şöyle düşünün, bu türü okuyanlar bilir, Alyson kaçırılıyor ve Jake onun izini buluyor ama adamlarla savaşmasına gerek kalmadan olayı hallediyorlar. Sanki Amerika yapımı bir filmde arabulucularla cinnet geçiren bir adamı mantıklı düşünmeye davet ediyorlarmış hissi verdi. Olmadı.. İskoç kitaplarına yakışmıyor bu bence... nerede savaş, nerede kılıçların havayı yaran tiz seslerinin betimlemeleri... nerede sevdiği kadın için hayatını tehlikeye atmayı göze alan adamlar...
Bu kısımlar beni tatmin etmedi açıkçası.
Bir de bütün seri boyunca bizim adamların Albany'e karşı Kral'ın çocuklarını korumalarını desteklemelerini okuduk. İkinci kitabın sonunda tahtın birinci varisi öldü, bu kitabın sonunda kral öldü ve küçük oğlan kitabın başında kaçırıldı. Nerede, ne yapıyor belli değil ama kitap bitti. Albany ülkenin valisi oldu, ülkeyi yönetiyor.
Biraz yarım kalmışlık hissi verdi açıkçası. Tamam aşık oldular, evlendiler, sonsuza kadar mutlular bitti olmamalıydı. Sonrasında olması gereken çok mühim bir olay var. Tahtın tek varisi James nerede?
Açıkçası bu seri hiçbir şekilde beklediğim gibi çıkmadı. Bir çok yönden beni hayal kırıklığına uğrattı. Tavsiye eder miyim? Bilemiyorum. Ancak şunu söyleyeyim İskoç hikayeleri benim elimde en fazla iki gün kalır, işten eve gelir heyecanla alırım elime ve gece yarılarına kadar okurum ama ne yazık ki bu seride bunu yapamadım ve iki haftada 3 kitabı zorla bitirdim. Bu yüzden tavsiye eder miyim? Tercihi size bırakıyorum.
Karton Cilt, 376 sayfa
6Mart2017 tarihinde, Epsilon Yayınları tarafından yayınlandı