1795-2011 dönemini aydınlara, yazarlara, gazetecilere, sanatçılara yönelik baskılar ve sansür uygulamaları ekseninde anlatan kitap Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk gazetenin yayımlandığı 1795'den başlıyor ve günümüze kadar geliyor.
Ağırlıklı olarak gazete ve dergilere uygulanan sansürün ele alındığı kitapta, sinema, tiyatro, resim, müzik, karikatür, heykel, radyo, televizyon ve kitaba yönelik sansür uygulamaları da örneklerle yer alıyor.
Türkiye'de sansürün tarihi bir bakıma ülkenin "katettiği" yolun da öyküsü sayılabilir. Son iki yüz yılda bu topraklarda düşünen, düşündüğünü çeşitli yollarla anlatan insanlara ağır baskılar uygulandı, kimi tutuklandı, kimi işkence gördü, kimi kurşunla susturuldu. Yaşanan acıları, çileleri ayrıntılı olarak anlatılmaya çalışan bu kitapla özellikle genç okurlar tarihimizi değişik bir açıdan görmüş olacaklardır.
Ahmet Mithat'ın 1870'de çıkardığı Devir gazetesi, ilk sayısında, vergilerin ağırlığından bunalan ahaliyi "sağılan uyuz keçi"ye benzettiği için kapatıldı.
1934'de radyodan alaturka müzik yayını yapılması yasaklandı. Bu yasak 1936'nın ikinci yarısında, "Halk Arap radyolarını dinlemeye başladı" gerekçesiyle kaldırıldı.
Ünlü romancı Esat Mahmut Karakurt, 1953'de Yeni Sabah gazetesinde Moskova gezisini anlattığı yazı dizisini yayımladı. Bu dizi nedeniyle gazetenin sahibi Safa Kılıçoğlu 6 ay hapis cezasına mahkûm oldu.
Yassıada duruşmaları sırasında, DP iktidarının Başbakanı Adnan Menderes'in, aralarında Mithat Perin, Ahmet Emin Yalman, Halil Lütfü Dördüncü, Necip Fazıl Kısakürek ve Peyami Safa'nın da bulunduğu bazı gazetecilere örtülü ödenekten ödeme yaptığı açıklandı.
İzmir İnciraltı'ndaki Gençlik Parkı'na dikilen elde bayrak tutan genç heykeli cinsel organının çok belirgin olduğu gerekçesiyle tepki çekti. Bunun üzerine heykelin cinsel organı heykeltıraş tarafından küçültüldü.
ABD'li yazar Chuck Palahniuk'un "Ölüm Pornosu" kitabını Türkçe'ye çeviren Funda Uncu, ifade vermek için çağrıldığı karakolda, "Bu kitabı çevirmeye utanmadın mı?.. Manken misin?.. Bu karakola daha önce düştün mü?.." sorularına hedef oldu.
Öteki Tiyatro'nun Ankara'da sergilediği Oğuz Atay'ın "Korkuyu Beklerken" oyununda oyuncular rol gereği sahnede sigara içince, Sağlık Bakanlığı müfettişleri, tiyatroya, "kapalı mekanda sigara içildiği için" ceza yazdı.
Yine dördüncü bölümde 1838-1914 dönemi ile 1980-2010 dönemi sebep-sonuç ilişkisi bağlamında karşılaştırılmıştır.
1795-2011 dönemini aydınlara, yazarlara, gazetecilere, sanatçılara yönelik baskılar ve sansür uygulamaları ekseninde anlatan kitap Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk gazetenin yayımlandığı 1795'den başlıyor ve günümüze kadar geliyor.
Ağırlıklı olarak gazete ve dergilere uygulanan sansürün ele alındığı kitapta, sinema, tiyatro, resim, müzik, karikatür, heykel, radyo, televizyon ve kitaba yönelik sansür uygulamaları da örneklerle yer alıyor.
Türkiye'de sansürün tarihi bir bakıma ülkenin "katettiği" yolun da öyküsü sayılabilir. Son iki yüz yılda bu topraklarda düşünen, düşündüğünü çeşitli yollarla anlatan insanlara ağır baskılar uygulandı, kimi tutuklandı, kimi işkence gördü, kimi kurşunla susturuldu. Yaşanan acıları, çileleri ayrıntılı olarak anlatılmaya çalışan bu kitapla özellikle genç okurlar tarihimizi değişik bir açıdan görmüş olacaklardır.
Ahmet Mithat'ın 1870'de çıkardığı Devir gazetesi, ilk sayısında, vergilerin ağırlığından bunalan ahaliyi "sağılan uyuz keçi"ye benzettiği için kapatıldı.
1934'de radyodan alaturka müzik yayını yapılması yasaklandı. Bu yasak 1936'nın ikinci yarısında, "Halk Arap radyolarını dinlemeye başladı" gerekçesiyle kaldırıldı.
Ünlü romancı Esat Mahmut Karakurt, 1953'de Yeni Sabah gazetesinde Moskova gezisini anlattığı yazı dizisini yayımladı. Bu dizi nedeniyle gazetenin sahibi Safa Kılıçoğlu 6 ay hapis cezasına mahkûm oldu.
Yassıada duruşmaları sırasında, DP iktid... tümünü göster
Karton Cilt, 582 sayfa
Ocak2012 tarihinde, Sinemis Yayınları tarafından yayınlandı