Sefarad suçlananların, sürülenlerin, günlük hayatlarından, evlerinden, topraklarından kovulanların ve bulundukları yer neresi olursa olsun hep yabancı olanların vatanı. Anıların, köklerin yurdu, yitirilmiş ve asla bulunamamış, daima ve yalnızca sürgünde, uzaklarda, yoklukta düşlenmiş vatan. Çağdaş İspanyol edebiyatının en büyük isimlerinden Antonio Muñoz Molinanın yüreğe işleyen gür sesinin içinden, Auschwitze giden trendeki Primo Levinin, Franz Kafka ve Milena Jesenskanın, Willi Münzenberg, Evgenia Ginzburg ve Margarete Buber-Neumannın sesleri yükseliyor; aynı zamanda, savaşın kendisinden kopardığı babasını boşuna bekleyen bir kadının, Maginalı basit bir kunduracının, aşk delisi bir rahibenin, Arjantin zindanlarından sağ kurtulan bir genç kadının ve daha nice ünlü ünsüz insanın sesi, hep koparılışı, aşkı, nostaljiyi, umutsuz bekleyişi anlatmak için.Kimse kim olduğunu bilmez. Tek başına yolculuk ediyorsan ya da seni kimsenin tanımadığı bir şehrin sokaklarında dolaşıyorsan hiç kimsesindir (...) kimse senin sıkıntının ve istasyon kahvesine bakışındaki gerginliğinin nedenini anlayamaz.
Sefarad suçlananların, sürülenlerin, günlük hayatlarından, evlerinden, topraklarından kovulanların ve bulundukları yer neresi olursa olsun hep yabancı olanların vatanı. Anıların, köklerin yurdu, yitirilmiş ve asla bulunamamış, daima ve yalnızca sürgünde, uzaklarda, yoklukta düşlenmiş vatan. Çağdaş İspanyol edebiyatının en büyük isimlerinden Antonio Muñoz Molinanın yüreğe işleyen gür sesinin içinden, Auschwitze giden trendeki Primo Levinin, Franz Kafka ve Milena Jesenskanın, Willi Münzenberg, Evgenia Ginzburg ve Margarete Buber-Neumannın sesleri yükseliyor; aynı zamanda, savaşın kendisinden kopardığı babasını boşuna bekleyen bir kadının, Maginalı basit bir kunduracının, aşk delisi bir rahibenin, Arjantin zindanlarından sağ kurtulan bir genç kadının ve daha nice ünlü ünsüz insanın sesi, hep koparılışı, aşkı, nostaljiyi, umutsuz bekleyişi anlatmak için.Kimse kim olduğunu bilmez. Tek başına yolculuk ediyorsan ya da seni kimsenin tanımadığı bir şehrin sokaklarında dolaşıyorsan hiç kimsesindir (...) kimse senin sıkıntının ve istasyon kahvesine bakışındaki gerginliğinin nedenini anlayamaz.