Hiçbir millet kurmuş olduğu medeniyeti, yalnızca kendi siyasi ve coğrafi hudutları içerisinde yaşatmak istemez. Her topluluğun mukadderatında, mevcut ve gelecek milletlerin nam ve hesabına deruhte edilmiş bir hisse vardır. Selçuklu sultanları için, insanlığın eski medeniyet merkezlerinden biri olan Kafkasların Türklüğe açılması, gelişi ve maksatsız bir istilacılık hareketi değildi. Belki iyi planlanmış ve hesap edilmiş bir milli dini planın kutsiyet ve cihat damgası taşıyan şuurlu neticesiydi. Onun içindir ki, İmparatorluğun ilk büyük sultanları Orta Asyadan akan Müslüman Oğuz Boylarını, bazen büyük kumandanlar idaresinde bazen de bizzat kendi komutaları altında, Kafkasları ele geçirmek için yönlendirmişlerdir.
Hiçbir millet kurmuş olduğu medeniyeti, yalnızca kendi siyasi ve coğrafi hudutları içerisinde yaşatmak istemez. Her topluluğun mukadderatında, mevcut ve gelecek milletlerin nam ve hesabına deruhte edilmiş bir hisse vardır. Selçuklu sultanları için, insanlığın eski medeniyet merkezlerinden biri olan Kafkasların Türklüğe açılması, gelişi ve maksatsız bir istilacılık hareketi değildi. Belki iyi planlanmış ve hesap edilmiş bir milli dini planın kutsiyet ve cihat damgası taşıyan şuurlu neticesiydi. Onun içindir ki, İmparatorluğun ilk büyük sultanları Orta Asyadan akan Müslüman Oğuz Boylarını, bazen büyük kumandanlar idaresinde bazen de bizzat kendi komutaları altında, Kafkasları ele geçirmek için yönlendirmişlerdir.