Sergey Nabokov'un Gerçekdışı Yaşamı

1943 Berlin. Şehir bombardımanlarla sarsılırken ünlü yazar Vladimir Nabokov'un kardeşi Sergey Nabokov, hayatının en büyük aşkını elinden alan Gestapo'nun her an kapısını çalabileceği endişesiyle, sıradışı hayatını kayıt altına almaya girişir: Devrim için gün sayan Rusya'da gerçeklerden azade çocukluk yılları; Cambridge Üniversitesi'nde kendi ve başkası olma yönünde atılan ilk adımlar; sürgünlerin mesken tuttuğu Paris'in bohem sanat çevresi içinde acı tatlı savruluşlar… ve birbirinden önemli isimlerle karşılaşmalar: Stravinski, Cocteau, Picasso, Gertrude Stein... Ama hepsinden önemlisi, nereye giderse gitsin hep takip ettiği, zihninden bir türlü atamadığı diğer Nabokov: Yeteneğinin, ününün ve başarısının daima gölgesinde kaldığı "ikiz"i.

Sergey Nabokov'un Gerçekdışı Yaşamı, vatan ve sürgün, sanat ve hayat, kardeşler ve gölgeleri hakkında, titizlikle araştırıldığını her sayfasında belli eden, zarif bir üslupla yazılmış, heyecan verici bir okuma deneyimi sunuyor.

En iç karartıcı hâtıralarım hep Paris'e ilişkindir ve oradan ayrıldığım için muazzam bir rahatlama hissetmiştim, ama kardeşim, içine düştüğü şaşkınlığı duygusuz bir kapıcıya kekeleyerek ifade etmek zorunda kaldığı için üzgünüm. Savaş sırasındaki hayatını pek bilmiyorum. Bir ara, Berlin'deki bir büroda çevirmen olarak çalıştı. Dürüst ve korkusuz bir adam olduğundan, çalışma arkadaşlarının önünde rejimi eleştiriyordu; onlar da kardeşimi ihbar ettiler. Tutuklandı, "İngiliz casusu" olmakla suçlandı ve Hamburg'daki bir toplama kampına gönderilerek, 10 Ocak 1945'te orada, gıda eksikliğinden öldü. Hayatı boyunca, umutsuzca, bir şey talep etti -merhamet, anlayış, ya da her ne idiyse- şimdi bu durumun farkına varmak, artık hiçbir şeyi değiştirmez ve telâfi etmez.
Vladimir Nabokov, Konuş, Hafıza, 1967

1943 Berlin. Şehir bombardımanlarla sarsılırken ünlü yazar Vladimir Nabokov'un kardeşi Sergey Nabokov, hayatının en büyük aşkını elinden alan Gestapo'nun her an kapısını çalabileceği endişesiyle, sıradışı hayatını kayıt altına almaya girişir: Devrim için gün sayan Rusya'da gerçeklerden azade çocukluk yılları; Cambridge Üniversitesi'nde kendi ve başkası olma yönünde atılan ilk adımlar; sürgünlerin mesken tuttuğu Paris'in bohem sanat çevresi içinde acı tatlı savruluşlar… ve birbirinden önemli isimlerle karşılaşmalar: Stravinski, Cocteau, Picasso, Gertrude Stein... Ama hepsinden önemlisi, nereye giderse gitsin hep takip ettiği, zihninden bir türlü atamadığı diğer Nabokov: Yeteneğinin, ününün ve başarısının daima gölgesinde kaldığı "ikiz"i.

Sergey Nabokov'un Gerçekdışı Yaşamı, vatan ve sürgün, sanat ve hayat, kardeşler ve gölgeleri hakkında, titizlikle araştırıldığını her sayfasında belli eden, zarif bir üslupla yazılmış, heyecan verici bir okuma deneyimi sunuyor.

En iç karartıcı hâtıralarım hep Paris'e ilişkindir ve oradan ayrıldığım için muazzam bir rahatlama hissetmiştim, ama kardeşim, içine düştüğü şaşkınlığı duygusuz bir kapıcıya kekeleyerek ifade etmek zorunda kaldığı için üzgünüm. Savaş sırasındaki hayatını pek bilmiyorum. Bir ara, Berlin'deki bir büroda çevirmen olarak çalıştı. Dürüst ve korkusuz bir adam olduğundan, çalışma arkadaşlarının önünde rejimi eleştiriyordu; onlar da kardeşimi ihbar ettiler. Tutuklandı, &qu... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

410 sayfa
EVEREST tarafından yayınlandı


Dil
Türkiye Türkçesi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

La Liseuse
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski