Sevrci Soytarı Sahte Sol ve Ermeni Sorunu

Bilindiği gibi AB-D Emperyalistleri, özellikle de Emperyalizm Kenefinin Dünya Jandarması ABD, Sosyalist Kamp yıkıldıktan sonra “Yeni Dünya Düzeni”, “Globalizm” (Türkçesiyle “Küreselleşme”) diyerek maskelediği; “İnsan Hakları”, “Project Democracy” (Demokrasi Projesi), Özgürleştirme edebiyatıyla süslediği, soygun-talan, işgal düzenini yeniden (daha acımasız bir tarzda) biçimlendirmeyi amaçlamaktadır.

Bunu gerçekleştirebilmek için de “dünyayı 1000 devletli” hale getirmek, hatta mümkünse “şehir devletleri”ne kadar, yani atomlarına kadar, ülkeleri parçalamak istemektedirler.

Bu, bir uydurma-kurgu, komplo teorisi ya da hayali senaryo değildir. Sosyalist Kamp’ı çökerten ilk hamleyi bir kenara bırakalım… Daha yakın zamanda gerçekleşen ve halen devam eden en somut iki örnek bütün canlılığıyla gözlerimizin önünde durmaktadır.

Birincisi: Sosyalist Yugoslavya’nın başına getirilen felakettir. 6 Federal Sosyalist Cumhuriyetten ve demokratik bir örgütlenmeyle kardeşçe bir arada yaşayan Halkların oluşan, savaş uçağını bile kendi üretebilen bir ülkeden, tamamen kendilerine bağımlı 7 tane devletçik türetti, AB-D Emperyalistleri. Ekonomik bakımdan öyle bir hale geldi ki bu devletçikler, emperyalistlerin sadakası olmasa neredeyse açlıktan kırılacaklar. Siyasi bakımdan ise, en somut biçimde Kosova örneğinde görüldüğü gibi, insanlar Kosova Bayrağından daha çok ABD Bayrakları taşıdı, sözde bağımsızlıklarını kazandıkları gün. Yani düne kadar Antiemperyalist Cephede yer almış Halklar, Halkların baş celladı ABD’yi kurtarıcı olarak yere göğe sığdıramaz oldular.

İkincisi ise: ABD’nin kısaca “BOP” denilen “Büyük Ortadoğu Projesi”dir.

Bu projenin anası diyebileceğimiz eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, amaçlarını ya da BOP’la varmak istedikleri hedefi, 07.08.2003 tarihli Washington Post Gazetesi’nde “Transforming The Middle East–Ortadoğu’yu Dönüştürmek.” adlı yazısında açıkça dile getirmiştir. Bu projeye göre ABD’nin hedefi, Türkiye’nin de içinde yer aldığı, Fas’tan Basra Körfezi’ne, Afganistan’a kadar uzanan Ortadoğu coğrafyasındaki 25 devletin rejimini, sınırlarını ve haritalarını değiştirmektir.

Bu istek soyut bir talep olmaktan çıkmış, Afganistan ve Irak’ın işgalleriyle ete kemiğe bürünmüştür.

Ve şu anda İspanya’yla birlikte Türkiye, bu Projenin Eşbaşkanlığını yapmaktadır. Yani Tayyip’in unvanları arasında bir de BOP Eşbaşkanlığı vardır.

Bu projenin, dolayısıyla da Eşbaşkanların (yani Tayyip’in de) amacı, Türkiye özelinde ele alınınca, Türkiye’yi en az üç parçaya bölmektir. Kısa ve öz söyleyişle Sevr’i hortlatmak, Yeni Sevr’i hayata geçirmektir. Bu da bir yakıştırmaca, akıl yürütmeyle varılmış bir sonuç değildir. Bu amaç, Amerikan Ordu Dergisinde yayımlanan ve Ortadoğu’ya vermek istedikleri yeni biçimin sınırlarını gösteren haritayla açıkça ortaya konmuştur. Ve bu harita, NATO askeri kolejlerinde, seminerlerinde ders olarak işlenmektedir.

Bilindiği gibi AB-D Emperyalistleri, özellikle de Emperyalizm Kenefinin Dünya Jandarması ABD, Sosyalist Kamp yıkıldıktan sonra “Yeni Dünya Düzeni”, “Globalizm” (Türkçesiyle “Küreselleşme”) diyerek maskelediği; “İnsan Hakları”, “Project Democracy” (Demokrasi Projesi), Özgürleştirme edebiyatıyla süslediği, soygun-talan, işgal düzenini yeniden (daha acımasız bir tarzda) biçimlendirmeyi amaçlamaktadır.

Bunu gerçekleştirebilmek için de “dünyayı 1000 devletli” hale getirmek, hatta mümkünse “şehir devletleri”ne kadar, yani atomlarına kadar, ülkeleri parçalamak istemektedirler.

Bu, bir uydurma-kurgu, komplo teorisi ya da hayali senaryo değildir. Sosyalist Kamp’ı çökerten ilk hamleyi bir kenara bırakalım… Daha yakın zamanda gerçekleşen ve halen devam eden en somut iki örnek bütün canlılığıyla gözlerimizin önünde durmaktadır.

Birincisi: Sosyalist Yugoslavya’nın başına getirilen felakettir. 6 Federal Sosyalist Cumhuriyetten ve demokratik bir örgütlenmeyle kardeşçe bir arada yaşayan Halkların oluşan, savaş uçağını bile kendi üretebilen bir ülkeden, tamamen kendilerine bağımlı 7 tane devletçik türetti, AB-D Emperyalistleri. Ekonomik bakımdan öyle bir hale geldi ki bu devletçikler, emperyalistlerin sadakası olmasa neredeyse açlıktan kırılacaklar. Siyasi bakımdan ise, en somut biçimde Kosova örneğinde görüldüğü gibi, insanlar Kosova Bayrağından daha çok ABD Bayrakları taşıdı, sözde bağımsızlıklarını kazandıkları gün. Yani düne kadar Antiemperyalist Cephede yer almış Halklar, Halkla... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

304 sayfa
Mart2009 tarihinde, Derleniş Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9789757346395
Dil
Türkiye Türkçesi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

uray35
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski