İstanbul, 1924... Halkının yeni bir hürriyete kucak açtığı, yıllar süren işgalden kurtulmuş, yüzyıllardır başkent olduğu imparatorluğu geride bırakmış bir şehir; sinsilikleri aklın ve bilimin sınırlarını aşan hainler ve katiller için ise adeta bir cennet. Fakat neyse ki tüm bu pespayeliklere tahammülü yıllar evvel tükenen bir İstanbul beyefendisi var.
Seyfettin Efendi, ataletiyle birlikte şahsi menfaatlerini de bir kenara bıraktığı, İstiklal Harbi'nin ardından bizzat kurması için görevlendirildiği İfşa-yi Sırr Teşkilatı'ndaki esrardaşları; dillere destan kuvvetiyle pehlivan İsmail, fennî icatlarıyla mühendis Münevver, sarsılmaz iradesiyle adli tabip Aziz ve keskin gözleriyle casus Esat, acar hafiyenin en olağanüstü vak'aları çözmesine merakla yardımcı olurlarken Anadolu'yu ve Trakya'yı, iç ve dış alçaklıklardan koruyorlar.
Teşkilat kayıtlarından elinizde tuttuğunuz nüshaya konu olan vak'ada, İstanbul'u çirkin sıfatlarına benzetip, yedi tepesine lanet saçmaya çalışan kanı bozuklar, İfşa-yi Sırr'ı peşlerine takma gafletinde bulunuyorlar. Dehşetin esiri olmaya işgalde bile bu kadar yaklaşamayan İstanbul'un mabetlerinde yoğun bir takip başlıyor.
Eğer ki olacaklar sizi meraka ve heyecana sevk ettiyse, Devrim Kunter'in Seyfettin Efendi'nin notlarından hem derlediği hem de çizim vazifesini üstlendiği bu olağanüstü maceraya şahit olmanızdan sonsuz kıvanç duyarız.
(Tanıtım Bülteninden)
İstanbul, 1924... Halkının yeni bir hürriyete kucak açtığı, yıllar süren işgalden kurtulmuş, yüzyıllardır başkent olduğu imparatorluğu geride bırakmış bir şehir; sinsilikleri aklın ve bilimin sınırlarını aşan hainler ve katiller için ise adeta bir cennet. Fakat neyse ki tüm bu pespayeliklere tahammülü yıllar evvel tükenen bir İstanbul beyefendisi var.
Seyfettin Efendi, ataletiyle birlikte şahsi menfaatlerini de bir kenara bıraktığı, İstiklal Harbi'nin ardından bizzat kurması için görevlendirildiği İfşa-yi Sırr Teşkilatı'ndaki esrardaşları; dillere destan kuvvetiyle pehlivan İsmail, fennî icatlarıyla mühendis Münevver, sarsılmaz iradesiyle adli tabip Aziz ve keskin gözleriyle casus Esat, acar hafiyenin en olağanüstü vak'aları çözmesine merakla yardımcı olurlarken Anadolu'yu ve Trakya'yı, iç ve dış alçaklıklardan koruyorlar.
Teşkilat kayıtlarından elinizde tuttuğunuz nüshaya konu olan vak'ada, İstanbul'u çirkin sıfatlarına benzetip, yedi tepesine lanet saçmaya çalışan kanı bozuklar, İfşa-yi Sırr'ı peşlerine takma gafletinde bulunuyorlar. Dehşetin esiri olmaya işgalde bile bu kadar yaklaşamayan İstanbul'un mabetlerinde yoğun bir takip başlıyor.
Eğer ki olacaklar sizi meraka ve heyecana sevk ettiyse, Devrim Kunter'in Seyfettin Efendi'nin notlarından hem derlediği hem de çizim vazifesini üstlendiği bu olağanüstü maceraya şahit olmanızdan sonsuz kıvanç duyarız.
(Tanıtım Bülteninden)
Bu çizgiroman serisini Yabani Dergi'yi okurken görmüştüm ve okuduğum yerli ilk çizgiroman serisi olacak. Açıkçası yerli olunca pek bir beklentim yoktu ve haksızlık ettiğimi fark ettim. Devrim Kunter gerçekten güzel bir İstanbul Osmanlısı hikayesi yazmış. Bu cildinde bence tek kusuru vampir deyince direk Dracula'ya bağlamış olması. Devamını merakla bekliyorum. Mutlaka devamını da okuyacağım ve size de tavsiye ederim.
96 sayfa
2013 tarihinde, Arka Bahçe Yayıncılık tarafından yayınlandı