1960larda, Yeni Dünyada, bir Antropologla evlenip balayını Irakın bir köyünde, çamurdan yapılma küçük bir evde geçirmek, zorunlu olarak kara çarşaflara bürünmek, gene zorunlu olarak günlerini yalnız ve yalnız dillerini bile anlamadığı kadınlarla geçirmek durumunda kalan Profesör Elizabeth Warnock Fernea, Amerikalı peçesinin ardından gördüğü Irak kadınını anlatıyor bize bu yapıtında. Hem şaşırıyor, hem okuru şaşırtıyor, hem de kadınların etkisiz hale getirildiği, sadece erkeklerin çokeşli olduğu bir İslam toplumunda, ikinci cinsin oynadığı önemli rolü gözler önüne seriyor. Ve bize roman tadında benzersiz bir etnografi sunuyor. Yalın, vakur, onurlu, insancıl, renkli, ve yaşamları kadar hüzünlü ve alçakgönüllü Müslüman kadınlar hakkında çok keyifle okunacak bir kitap.
1960larda, Yeni Dünyada, bir Antropologla evlenip balayını Irakın bir köyünde, çamurdan yapılma küçük bir evde geçirmek, zorunlu olarak kara çarşaflara bürünmek, gene zorunlu olarak günlerini yalnız ve yalnız dillerini bile anlamadığı kadınlarla geçirmek durumunda kalan Profesör Elizabeth Warnock Fernea, Amerikalı peçesinin ardından gördüğü Irak kadınını anlatıyor bize bu yapıtında. Hem şaşırıyor, hem okuru şaşırtıyor, hem de kadınların etkisiz hale getirildiği, sadece erkeklerin çokeşli olduğu bir İslam toplumunda, ikinci cinsin oynadığı önemli rolü gözler önüne seriyor. Ve bize roman tadında benzersiz bir etnografi sunuyor. Yalın, vakur, onurlu, insancıl, renkli, ve yaşamları kadar hüzünlü ve alçakgönüllü Müslüman kadınlar hakkında çok keyifle okunacak bir kitap.