Kaleme aldığı Hizmetkar Serisi ile bir ilki gerçekleştiren, inanç ve kültür dünyamıza ait meseleleri fantastik kurguyla harmanlayıp hikmetle yoğuran yazarımız Cenk Enes Özer'in son kitabında kaleminin sınırlarını bir hayli zorladığı ortada. Kurgu harika, anlatım büyüleyici.. Son derece akıcı üslubuyla, nefes nefese bir hikaye:
"Şeytan Severse"
Dünyaya dünya denilmeyen zamanlarda başlayıp günümüzden ve bütün günlerden geçerek kıyamete dek uzayacak değişim ve dönüşümler girdabında bir iblis portresi...
Hemen hemen her inanışta insanlığın en büyük düşmanı olarak tanımlanan şeytan, bu kitapta Azâzil özel adıyla ele alınıp hayatının en ilginç detayları hikaye ediliyor. Annesinin yokluğunda her daim üzerine titreyen babası Hablis, tüm bildiklerini kendisinden öğrendiği hocası Ruinas, birçok konuda ona sırdaşlık eden cennet bekçisi Rıdvan ve uğruna cennetlerden geçtiği Prenses Lehya gibi karakterler hikayeye bambaşka bir renk katıyor.
Burada yazara ait bir hassasiyete peşinen vurgu yapalım: Kurgusal yaklaşımlarda Kur'an ve sünnet çizgisine riayet. Yazarın bu konudaki samimiyet çıtası takdire şayan yükseklikte.
Kitap, insanlık öncesi dünyanın ilk misafirleri olan cinlerle başlayıp Azâzil'in Arş-ı Âlâ'ya varan akıl almaz yolculuğunu konu ederken finalde, "E bundan bize ne?" sorusuna da şu diyalogla cevap veriyor:
― Efendim, bu kitapta Azâzil'in hayat hikayesi var. İsyanından önceki ve sonraki hâlinden bahsedilmiş. Sizce insanların bunları bilmeleri onlara bir fayda sağlar mı?
― Cevap zaten sorunun içinde gizli değil mi? Onu Allah'a ulaştıran şeyin edep ve itaat, oradan uzaklaştıran şeyinse kibir ve hased olduğunu; Sevgili'ye binlerce secdenin aşk iddiası, Sevgili hatırına bir tek secdeninse aşkın ispatı olduğunu; hatasında ısrar edenlerin lanete düşmüş şeytan, hatasından dönenlerinse rahmete ermiş insan olduğunu bilmeleri, sence de iyi olmaz mı?
Kitap, şeytanın, "cennetten kovulan bir melek" ya da "sadece kötülüğü sembolize eden bir kavram" olduğu yönündeki birtakım asılsız söylentilere de açıklık getiriyor.
Evet, bu bir deşifre operasyonudur.
Şeytanın en büyük fitnesinin kendini unutturmak olduğu ahir zamanda; bu kitabın, karanlığa çevrilen bir projektör olduğunu söylemek hiç de abartı olmayacaktır.
Çığlık çığlığa çırpınışlarla kaçışmada yarasalar. Uğursuz dehlizlerinin duvarlarını dövüyor feryatları... Siz duymuyor musunuz!?
Kaleme aldığı Hizmetkar Serisi ile bir ilki gerçekleştiren, inanç ve kültür dünyamıza ait meseleleri fantastik kurguyla harmanlayıp hikmetle yoğuran yazarımız Cenk Enes Özer'in son kitabında kaleminin sınırlarını bir hayli zorladığı ortada. Kurgu harika, anlatım büyüleyici.. Son derece akıcı üslubuyla, nefes nefese bir hikaye:
"Şeytan Severse"
Dünyaya dünya denilmeyen zamanlarda başlayıp günümüzden ve bütün günlerden geçerek kıyamete dek uzayacak değişim ve dönüşümler girdabında bir iblis portresi...
Hemen hemen her inanışta insanlığın en büyük düşmanı olarak tanımlanan şeytan, bu kitapta Azâzil özel adıyla ele alınıp hayatının en ilginç detayları hikaye ediliyor. Annesinin yokluğunda her daim üzerine titreyen babası Hablis, tüm bildiklerini kendisinden öğrendiği hocası Ruinas, birçok konuda ona sırdaşlık eden cennet bekçisi Rıdvan ve uğruna cennetlerden geçtiği Prenses Lehya gibi karakterler hikayeye bambaşka bir renk katıyor.
Burada yazara ait bir hassasiyete peşinen vurgu yapalım: Kurgusal yaklaşımlarda Kur'an ve sünnet çizgisine riayet. Yazarın bu konudaki samimiyet çıtası takdire şayan yükseklikte.
Kitap, insanlık öncesi dünyanın ilk misafirleri olan cinlerle başlayıp Azâzil'in Arş-ı Âlâ'ya varan akıl almaz yolculuğunu konu ederken finalde, "E bundan bize ne?" sorusuna da şu diyalogla cevap veriyor:
― Efendim, bu kitapta Azâzil'in hayat hikayesi var. İsyanından önceki ve sonraki hâlinden bahsedilmiş. Sizce insanların bun... tümünü göster
Çok bilinmeyen bir kitap olsa da önce kapağıyla, sonra da içeriğiyle sürükledi beni :)
beğendiğim kitaplardan bir tanesi
konusu gerçekten değişik
okumanızı tavsiye ederim
213 sayfa
Ekim2011 tarihinde, Ufuk Yayınları tarafından yayınlandı