Tarih evrenseldir. Tekil olarak gözüken tarih aslında evrensel tarihin parçasıdır. Evrensel tarihe baktığımızda, birbirine benzeyen benzemeyen olayların renkli tablosu çıkar karşımıza. Güzelliğin, çirkinliğni, bireysel çıkarın, ortak çıkarın, erdemsizliğin, erdemliliğin iç içe geçtiği tabloda nereye bakacağımızı şaşırırız. Ama bu rengarenk tarih şölenine bilinçli bakan bir göz, şöleni parçalayan kırmızı çizgiyi hemen görür. Çizginin her noktası çıkar kavgasıyla doludur. Farklı çıkarlar kavga eder tarihte. Bugün yaşanan olayların gizli kökleri, geçmiş tarihin içindeki çıkarlar savaşına bir yerde bağlanır. İşte Shakespeare bizi zaman makinesine bindirerek geçmişte yaşanmış çkırlar kavgasına götürür; bencilliğin, özseverliğin, insani olanın, olmayanın çarpışmasını usançla seyrettirir.
Tarih evrenseldir. Tekil olarak gözüken tarih aslında evrensel tarihin parçasıdır. Evrensel tarihe baktığımızda, birbirine benzeyen benzemeyen olayların renkli tablosu çıkar karşımıza. Güzelliğin, çirkinliğni, bireysel çıkarın, ortak çıkarın, erdemsizliğin, erdemliliğin iç içe geçtiği tabloda nereye bakacağımızı şaşırırız. Ama bu rengarenk tarih şölenine bilinçli bakan bir göz, şöleni parçalayan kırmızı çizgiyi hemen görür. Çizginin her noktası çıkar kavgasıyla doludur. Farklı çıkarlar kavga eder tarihte. Bugün yaşanan olayların gizli kökleri, geçmiş tarihin içindeki çıkarlar savaşına bir yerde bağlanır. İşte Shakespeare bizi zaman makinesine bindirerek geçmişte yaşanmış çkırlar kavgasına götürür; bencilliğin, özseverliğin, insani olanın, olmayanın çarpışmasını usançla seyrettirir.