Zaman içinde gelişen ve nesiller arasında yerleşen kültürel değerlerin oluşmasında, Hadîs-i Şerîflerin harç olma oranı, diğer harçlardan daha fazladır. Bu durum, sahâbe döneminden îtibâren, sözlü ve yazılı kesintisiz çabalar sonucu oluşmuş bir mayadır. Yüksek seviyede hizmet gayreti gösteren klâsik şahsiyetlerden biri de, Mısırlı âlim ve devlet adamı Kuzâî (ö: 454/1062)dir. Onun bu maksatla ortaya koyduğu Şihâbül-Ahbâr adlı Hadis kitabı, tarihin uzunca bir diliminde, kalıcı kültür hizmeti yapmıştır. Hayatın pratiklerinden hareket eden Anadolu ulemâsı ile; ahlâk, kültür, sanat, eğitim, hikmet gibi değerleri ön plânda tutma eğiliminde olan çevreler, Şihâbül-Ahbârdan çok yararlanmışlardı. Özellikle Anadolu Selçukluları ve Anadolu Beylikleri ile Osmanlının yükselme devri sonlarına kadar tedavül eden bu eser, son üç asırdır arka plâna düşmüş durumdadır. Yirmi seneyi aşan bir süredir; başta Şihâbül-Ahbâr ve Müsnedüş-Şibâh olmak üzere, Kuzâînin Türkiye kütüphanelerinde bulunan bütün eserleri, mikrofilmleri çektirilerek, inceleme ve değerlendirilmeye tâbi tutulmuştur. Bu arada, Şihâbül-Ahbârın târihi izlerinin tesbîti maksadıyla, plânlı bir şekilde, Anadoludaki mîmârî eserler, müzeler ve bir kısım yazma eser kütüphâneleri de, 1983-1989 yılları arası yaz aylarında, yerlerinde görülmüş ve incelenmiştir.
Zaman içinde gelişen ve nesiller arasında yerleşen kültürel değerlerin oluşmasında, Hadîs-i Şerîflerin harç olma oranı, diğer harçlardan daha fazladır. Bu durum, sahâbe döneminden îtibâren, sözlü ve yazılı kesintisiz çabalar sonucu oluşmuş bir mayadır. Yüksek seviyede hizmet gayreti gösteren klâsik şahsiyetlerden biri de, Mısırlı âlim ve devlet adamı Kuzâî (ö: 454/1062)dir. Onun bu maksatla ortaya koyduğu Şihâbül-Ahbâr adlı Hadis kitabı, tarihin uzunca bir diliminde, kalıcı kültür hizmeti yapmıştır. Hayatın pratiklerinden hareket eden Anadolu ulemâsı ile; ahlâk, kültür, sanat, eğitim, hikmet gibi değerleri ön plânda tutma eğiliminde olan çevreler, Şihâbül-Ahbârdan çok yararlanmışlardı. Özellikle Anadolu Selçukluları ve Anadolu Beylikleri ile Osmanlının yükselme devri sonlarına kadar tedavül eden bu eser, son üç asırdır arka plâna düşmüş durumdadır. Yirmi seneyi aşan bir süredir; başta Şihâbül-Ahbâr ve Müsnedüş-Şibâh olmak üzere, Kuzâînin Türkiye kütüphanelerinde bulunan bütün eserleri, mikrofilmleri çektirilerek, inceleme ve değerlendirilmeye tâbi tutulmuştur. Bu arada, Şihâbül-Ahbârın târihi izlerinin tesbîti maksadıyla, plânlı bir şekilde, Anadoludaki mîmârî eserler, müzeler ve bir kısım yazma eser kütüphâneleri de, 1983-1989 yılları arası yaz aylarında, yerlerinde görülmüş ve incelenmiştir.