Geçmişi olmayan bir insan olmak... Bu takıntı yeni değil... İsteyerek ve bilerek edinilmiş değil bu hastalık. Biz Ermeniler, biz doğulular, biz Anadolulular daha çok Şimdinin Dar Odasında yaşar, farenin kediden, kedinin köpekten korktuğu kadar korkarız geçmişten. Belirli olan geleceğin belirsizliğidir ama, adı geçmiş olan o kara dulun utanmazca belirsiz kalması, biz sahipsiz ademoğullarının taşıyacağı bir yük olmamıştır asla... Şimdinin Dar Odasında yaşayanlar, olması gerekenlerle gerçek arasındaki o derin uçuruma yuvarlanmış talihsizlerdir, tarihsizlerdir... Türkiyenin çok partili döneme geçtiği çalkantılı günlerde, azınlıklar, nam-ı diğer Ötekiler, huzursuz ve korku dolu günler yaşamaktadırlar. 6-7 Eylül Olaylarının patlak vermesiyle azınlıklara karşı yürürlüğe konmuş olan politikalar bir kez daha kristalleşir. Kıbrıs Meselesi ile geriler ortam 1964te binlerce Rumun sınırdışı edilmesiyle zirveye ulaşır. Dimitraya delilercesine aşık olan Dikran ve eşi Filomeni yitirmemek üzere çılgınca girişimlerde bulunan Eşvakın hikayeleri gibi, pek çok yaşam tabanında sarsılmaya başlamıştır. Büyük ve acımasız politikaların arasında kendilerine yer bulmaya çalışan Ötekiler için yalnızca iki seçenek vardır: Ya gitmek, ya da Şimdinin Dar Odasında, kendilerini vuracak bir sonraki darbeyi tevekküle beklemek. Ancak hem onları, hem de tüm Türkiyelileri bekleyen başka sürprizler vardır...
Geçmişi olmayan bir insan olmak... Bu takıntı yeni değil... İsteyerek ve bilerek edinilmiş değil bu hastalık. Biz Ermeniler, biz doğulular, biz Anadolulular daha çok Şimdinin Dar Odasında yaşar, farenin kediden, kedinin köpekten korktuğu kadar korkarız geçmişten. Belirli olan geleceğin belirsizliğidir ama, adı geçmiş olan o kara dulun utanmazca belirsiz kalması, biz sahipsiz ademoğullarının taşıyacağı bir yük olmamıştır asla... Şimdinin Dar Odasında yaşayanlar, olması gerekenlerle gerçek arasındaki o derin uçuruma yuvarlanmış talihsizlerdir, tarihsizlerdir... Türkiyenin çok partili döneme geçtiği çalkantılı günlerde, azınlıklar, nam-ı diğer Ötekiler, huzursuz ve korku dolu günler yaşamaktadırlar. 6-7 Eylül Olaylarının patlak vermesiyle azınlıklara karşı yürürlüğe konmuş olan politikalar bir kez daha kristalleşir. Kıbrıs Meselesi ile geriler ortam 1964te binlerce Rumun sınırdışı edilmesiyle zirveye ulaşır. Dimitraya delilercesine aşık olan Dikran ve eşi Filomeni yitirmemek üzere çılgınca girişimlerde bulunan Eşvakın hikayeleri gibi, pek çok yaşam tabanında sarsılmaya başlamıştır. Büyük ve acımasız politikaların arasında kendilerine yer bulmaya çalışan Ötekiler için yalnızca iki seçenek vardır: Ya gitmek, ya da Şimdinin Dar Odasında, kendilerini vuracak bir sonraki darbeyi tevekküle beklemek. Ancak hem onları, hem de tüm Türkiyelileri bekleyen başka sürprizler vardır...