Türk siyasal kültüründe vatandaşların homojenliği ilkesine büyük bir önem verilir. Cumhuriyet dönemi boyunca grupsal farklılıkların Genel Yazara zarar vereceğinden endişe edilerek vatandaşların grup bağlarından kopmasını öngören bir politika takip edildi. Bu bağlamda liberal düşünce, sosyalist düşünce, dindarlik, cinsiyet veya etnisiteye dayalı grupların bu kimlikle kamusal alanda yer almaları Genel Yarar ilkesine büyük bir tehlike olarak telakki edildiği için grupların genel kimlik olan Türk kimliği içinde asimilasyonu ön görüldü. Bu nedenle Cumhuriyet dönemi boyunca resmi amaçlar üniter ve türdeş bir kamusal alan anlayışıyla gerçekleştirilmek istenmiştir. Zira kamusal farklılıklar Türkiyenin idealize ettiği çağdaş medeniyetler yolu üzerinde bir bariyer oluşturabilirdi. Çağdaş medeniyetler düzeyine ulaşmak için sadece sosyal gruplar değil, toplumun kendisi gözardı edilmiştir. Mevcut ve somut olan toplum yerine toplumsal katmanların tümünü soyut biçimde ifade eden devlet, ulus, ülke, vatan ve memleket gibi kavramlar öncelenmiştir.
Türk siyasal kültüründe vatandaşların homojenliği ilkesine büyük bir önem verilir. Cumhuriyet dönemi boyunca grupsal farklılıkların Genel Yazara zarar vereceğinden endişe edilerek vatandaşların grup bağlarından kopmasını öngören bir politika takip edildi. Bu bağlamda liberal düşünce, sosyalist düşünce, dindarlik, cinsiyet veya etnisiteye dayalı grupların bu kimlikle kamusal alanda yer almaları Genel Yarar ilkesine büyük bir tehlike olarak telakki edildiği için grupların genel kimlik olan Türk kimliği içinde asimilasyonu ön görüldü. Bu nedenle Cumhuriyet dönemi boyunca resmi amaçlar üniter ve türdeş bir kamusal alan anlayışıyla gerçekleştirilmek istenmiştir. Zira kamusal farklılıklar Türkiyenin idealize ettiği çağdaş medeniyetler yolu üzerinde bir bariyer oluşturabilirdi. Çağdaş medeniyetler düzeyine ulaşmak için sadece sosyal gruplar değil, toplumun kendisi gözardı edilmiştir. Mevcut ve somut olan toplum yerine toplumsal katmanların tümünü soyut biçimde ifade eden devlet, ulus, ülke, vatan ve memleket gibi kavramlar öncelenmiştir.
238 sayfa