Bediüzzaman Said Nursî Şeytanın ve siyasetin şerrinden Allaha sığınırım ifadesini ilk kez 1910lu yılların sonunda kullanmıştı. Ama hayatı boyunca hem sözleri hem fiilleriyle bu çizgisini asla değiştirmedi. Görüş ve eserlerinde hep bunu ders verdi. Belki de gerçek siyaset buydu.
Peki ya günümüz insanı siyasete nereden ve nasıl bakmalı?
Akla karanın birbirine karıştığı, gizli kapılar ardındaki pazarlık ve tezgâhların siyasî hayata yön verdiği ve en önemlisi yalan, tarafgirlik ve çıkarcılığın siyasetin kaçınılmaz parçası haline geldiği bir zeminde açık ve temiz siyasetin gerçekleştirilmesi ne kadar mümkün?
Bediüzzaman Said Nursî Şeytanın ve siyasetin şerrinden Allaha sığınırım ifadesini ilk kez 1910lu yılların sonunda kullanmıştı. Ama hayatı boyunca hem sözleri hem fiilleriyle bu çizgisini asla değiştirmedi. Görüş ve eserlerinde hep bunu ders verdi. Belki de gerçek siyaset buydu.
Peki ya günümüz insanı siyasete nereden ve nasıl bakmalı?
Akla karanın birbirine karıştığı, gizli kapılar ardındaki pazarlık ve tezgâhların siyasî hayata yön verdiği ve en önemlisi yalan, tarafgirlik ve çıkarcılığın siyasetin kaçınılmaz parçası haline geldiği bir zeminde açık ve temiz siyasetin gerçekleştirilmesi ne kadar mümkün?