Arkhon Basileus başındaki mersin ağacından yapılmış tacı düzeltti, ayağa kalktı, davalıya döndü ve şöyle dedi: Kendini savunma zamanın geldi, Sokrates. Konuş!..
Dolu su saatinin damlaları sessizliğin içinde birer birer düşmeye başladılar. Sokrates susuyordu. Bir şeyler dinlermiş gibi, başını hafifçe yana doğru eğdi. Derin sessizliğin sebebi sanki yalnızca o değildi; onunla birlikte bütün aeropagos, tüm Atina, hatta gökyüzü ve yeryüzü de susuyor gibiydi. Beş yüz çift göz üzerinde dolaşıyor, çıplak ayaklarını ve güçlü kollarını süzüyor, beyaz keten khitonunda geziniyor, mühürlenmişçesine sımsıkı kapalı duran dudaklarına ve yüzüne bakıyordu.
Sokrates ne zaman konuşmaya başlayacaktı!..
Arkhon Basileus başındaki mersin ağacından yapılmış tacı düzeltti, ayağa kalktı, davalıya döndü ve şöyle dedi: Kendini savunma zamanın geldi, Sokrates. Konuş!..
Dolu su saatinin damlaları sessizliğin içinde birer birer düşmeye başladılar. Sokrates susuyordu. Bir şeyler dinlermiş gibi, başını hafifçe yana doğru eğdi. Derin sessizliğin sebebi sanki yalnızca o değildi; onunla birlikte bütün aeropagos, tüm Atina, hatta gökyüzü ve yeryüzü de susuyor gibiydi. Beş yüz çift göz üzerinde dolaşıyor, çıplak ayaklarını ve güçlü kollarını süzüyor, beyaz keten khitonunda geziniyor, mühürlenmişçesine sımsıkı kapalı duran dudaklarına ve yüzüne bakıyordu.
Sokrates ne zaman konuşmaya başlayacaktı!..