Şartanem ve talimatnamelere uygun olarak yanyana kurulmuş petrol istasyonları insanları ölüme götüren otobüslere, kamyonlara, traktörlere durmaksızın benzin ve mazot pompalıyorlardı. Petrol şirketlerinin merkezlerinden güdümlenen politikalarla onlarca yıldır demiryolu yapımı, yenilenmesi, durdurulmuş, demiryollarının Komünistik olduğu karar altına alınmış, bu sözü bulan devlet büyüğü kahraman olarak anılmaya başlanmıştı. Özgür ve liberal karayollarında özgürce çarpışıyoru araçlar, insan cesetleri, ezilmiş hayvanlar, kan, gözyaşı, özgürce sergileniyordu. Petrol istasyonlarının hemen arkasında eskiden yemyeşil bağ, bahçe, zeytinlik, elma ve kiraz bahçesi olan tarım alanlarında, şartname ve talimatnamelere uygun, yerel yönetim onaylı, siteler apartmanlar kuruluş ve bir gece yarısı doğanın öfkesiyle yerle bir olmuşlardı. Azgın dalgalar, sarsılan dağlar, şartnameler dinlememişti. Kaynayan toprak, taşan deniz, doğaya ihaneti kazanç sayan yapıların bazılarını yutup götürmüşlerdi. Günahsız, sevilesi canlar ölmüştü, acılı canlar kalmıştı geride. Bir zamanlar burcu burcu çiçek ve meyve kokan topraklarda, üzerinde dışalım hurdadan üretilmiş liberal sıcak hava çarpıyordu yıkıntılar vardı şimdi. Ceset kokan sıcak hava çarpıyordu cankurtaranların camların...
Şartanem ve talimatnamelere uygun olarak yanyana kurulmuş petrol istasyonları insanları ölüme götüren otobüslere, kamyonlara, traktörlere durmaksızın benzin ve mazot pompalıyorlardı. Petrol şirketlerinin merkezlerinden güdümlenen politikalarla onlarca yıldır demiryolu yapımı, yenilenmesi, durdurulmuş, demiryollarının Komünistik olduğu karar altına alınmış, bu sözü bulan devlet büyüğü kahraman olarak anılmaya başlanmıştı. Özgür ve liberal karayollarında özgürce çarpışıyoru araçlar, insan cesetleri, ezilmiş hayvanlar, kan, gözyaşı, özgürce sergileniyordu. Petrol istasyonlarının hemen arkasında eskiden yemyeşil bağ, bahçe, zeytinlik, elma ve kiraz bahçesi olan tarım alanlarında, şartname ve talimatnamelere uygun, yerel yönetim onaylı, siteler apartmanlar kuruluş ve bir gece yarısı doğanın öfkesiyle yerle bir olmuşlardı. Azgın dalgalar, sarsılan dağlar, şartnameler dinlememişti. Kaynayan toprak, taşan deniz, doğaya ihaneti kazanç sayan yapıların bazılarını yutup götürmüşlerdi. Günahsız, sevilesi canlar ölmüştü, acılı canlar kalmıştı geride. Bir zamanlar burcu burcu çiçek ve meyve kokan topraklarda, üzerinde dışalım hurdadan üretilmiş liberal sıcak hava çarpıyordu yıkıntılar vardı şimdi. Ceset kokan sıcak hava çarpıyordu cankurtaranların camların...