Önce küçük bir tohum düşer kalbin odasına, sonra aşkla yeşerir. Kulak verin, umudun sesini duyabiliyor musunuz?
1940'lı yılların Amerikası'nda bir fırıncının kızı olan Flora Lewis, un kokulu hayatının bir gün çok farklı yöne sürükleneceğini bilmiyordur. Genç kız bir yandan yaşlı anne babasına yardım ederken, öte yandan botanik bahçesinde bitkilerin ve çiçeklerin gizemli dünyasıyla uğraşmaktadır. Ta ki kendini uluslararası çiçek hırsızlığı zincirinin tam ortasında bulana kadar Yapacağı iş çok basittir; İngiltere kırsalındaki Livingston Köşkü'ne gidip Middlebury Pembesi olarak bilinen ender bir kamelya türünü bulup haber vermek. Köşke dört öksüz çocuğa dadı olarak sızan Flora, içinde imkânsız bir aşkın tohumlarını büyütürken, ne tür bir belaya bulaştığını acı bir şekilde öğrenecektir.
Tam elli sene sonra bahçe tasarımıyla uğraşan Addison Sinclair, eşiyle birlikte Livingston Köşkü'ne gelir. Geçmişindeki hayaletten kurtulmaya çalışan Addison, aslında burada çok daha sancılı bir gizemin içine düşer. Bunu çözmeye çalıştıkça dillere destan kamelya bahçesinin kanla sulandığı gerçeğine de adım adım yaklaşacaktır
Mart Menekşeleri ve hâlâ çoksatanlar listesinde yer alan Böğürtlen Kışı yazarı Sarah Jio'dan muhteşem bir kitap daha. Son Kamelya, kalbimizdeki geçmişin zehrini umut kırıntısına tutunan küçük bir tohumla yok edebileceğimizi gösteren bir başyapıt.
"Günümüze kadar taşınan geçmişin gizemi ile olayları yatıştıran affetmenin gücü tek kelimeyle muazzam."
-Booklist-
Önce küçük bir tohum düşer kalbin odasına, sonra aşkla yeşerir. Kulak verin, umudun sesini duyabiliyor musunuz?
1940'lı yılların Amerikası'nda bir fırıncının kızı olan Flora Lewis, un kokulu hayatının bir gün çok farklı yöne sürükleneceğini bilmiyordur. Genç kız bir yandan yaşlı anne babasına yardım ederken, öte yandan botanik bahçesinde bitkilerin ve çiçeklerin gizemli dünyasıyla uğraşmaktadır. Ta ki kendini uluslararası çiçek hırsızlığı zincirinin tam ortasında bulana kadar Yapacağı iş çok basittir; İngiltere kırsalındaki Livingston Köşkü'ne gidip Middlebury Pembesi olarak bilinen ender bir kamelya türünü bulup haber vermek. Köşke dört öksüz çocuğa dadı olarak sızan Flora, içinde imkânsız bir aşkın tohumlarını büyütürken, ne tür bir belaya bulaştığını acı bir şekilde öğrenecektir.
Tam elli sene sonra bahçe tasarımıyla uğraşan Addison Sinclair, eşiyle birlikte Livingston Köşkü'ne gelir. Geçmişindeki hayaletten kurtulmaya çalışan Addison, aslında burada çok daha sancılı bir gizemin içine düşer. Bunu çözmeye çalıştıkça dillere destan kamelya bahçesinin kanla sulandığı gerçeğine de adım adım yaklaşacaktır
Mart Menekşeleri ve hâlâ çoksatanlar listesinde yer alan Böğürtlen Kışı yazarı Sarah Jio'dan muhteşem bir kitap daha. Son Kamelya, kalbimizdeki geçmişin zehrini umut kırıntısına tutunan küçük bir tohumla yok edebileceğimizi gösteren bir başyapıt.
"Günümüze kadar taşınan geçmişin gizemi ile olayları yatıştıran affetmenin gücü tek ke... tümünü göster
Yazar bu kitabi sadece yazmak için yazmış sanki :/ diğer kitaplarına göre kötüydü ne yazık ki.
http://illekitap.blogspot.com.tr/2014/05/sarah-jio-son-kamelya.html
Ve bir Sarah Jio kitabı daha bitti :)) bu kadının kalemini çoook seviyorum. Okurken sıkmıyor ve bir çırpıda bitiyor kitapları :))
Hep aynı tarz... geçmişte yaşanan olaylar, günümüze yansıyan izleri ve birbirini çok seven bir çiftin kendisini bu olay örgüsünde bulması :)) kitaplarındaki en çok hoşuma giden kısımda bu günümüz çiftleri arasındaki ilişkiler :)) bayılıyorum :D
Geçmiş kurgusunda beni oldukça şaşırtdan detaylar vardı ama günümüz çifti... çok sevdim bayıldım hatta ama en çok hoşuma giden kısım ise kitabın son iki-üç bölümüydü... O üç küçük çocuğu tekrardan görmek :))
Sarah Jio'nın her kitabını okuyan okurların bir tane favori kitabı vardı benim ki Böğürtlen Kışı'ydı ve şimdi 2. sırada Son Kamelya geliyor.
Şimdi size kitabı anlatsam bilemiyorum. Aklıma gelen yerleri söyleyesim var ama fazlasıyla kitap içeriği olacak o yüzden susmayı tercih ediyorum :)) Ama söylemeliyim ki Flora ve Desmond ile Rex ve Addison çiflerini çok sevdim :) hemde çooook :) ama Bayan Dilloway'e de çok üzüldüm. Onca zaman aşkını kalbinde tutmak zorundasın... kendini açamazsın, çekip gidemezsin... gözünün önünde aşık olduğun adamın başka bir kadına aşkını izlemek zorundasın, onun mutsuz olduğu zamanları, üzüldüğü zamanları izlemek zorundasın... Çok zor...
Her neyse... çok fazla konuşamayacağım dediğim gibi yoksa kitap içeriğine gireceğim :)
Ama...
Ama...
İki yerde çok sevdiğim iki söz var onları sizlerle paylaşacağım :))
"Fark ettim ki insan çoğu şeyle mücadele edebilir, ama seveceği kişiye asla karar veremez. Kalbin seçtiği kişiyi, istese de değiştiremez. Korkarım, bu hayatımda yaşadığım en büyük felaket olacak."
***
"Bunu çok düşündüm ve insanların da gökyüzündeki yıldızlara benzediğine kanaat getirdim. Bazıları milyonlarca yıl, belli belirsiz parlar.Onlar hep orada olmasına rağmen bunu fark etmezsin bile. Tuvaldeki bir nokta misali birleşirler. Ama diğerleri öyle bir parlar ki gökyüzünü aydınlatırlar. Onları fark etmeden, hayranlık duymadan edemezsin. Bunların ömrü uzun sürmez. Süremez.Enerjilerini çabuk tüketirler. Annem de onlarda biriydi."
Bir evlat annesini ancak bu kadar güzel ifade edebilir. Aslında anne hasreti çeken bir evlat anca bu kadar iyi ifade edebilir...
Çok uzatmadan yorumumu bitiriyorum. Püsküllü ayracı konuya son derece uygun kapak tasarımıyla Arkadya Yayınları yine dört dörtlük bir iş çıkarmış. Dilerim Sarah Jio kitaplarını bizlerle buluşturmaya devam ederler, heyecanla bekleyeceğiz sıradaki kitabı ve...
Sizlere bu kitabı tavsiye edeceğim. Okuyun, okutun sonra tekrar okuyun arkadaş =)
Yazarın popülerliği arttıkça yazdıklarının kalitesi düşmeye başlamış gibi hissettim.. Son iki kitabında aynı şeyi düşünüyorum ve bana göre son kamelya en vasat kitabıydı.
Saraj Jio olduğu için sanırım inanılmaz akıcıydı, hızlıca bitti. Konu güzeldi ama bir Yağmur Sonrası ya da Böğürtlen Kışı değildi.
Sarah jionun her kitabi gibi bu kitabi da cok guzel ve gizemli ,daha ilk sayfalarda etkilemeye basliyor.
Sarah Jio denince benim için akan sular durur.Çok seviyorum bu yazarı ancak bu kitabı benim için biraz hayal kırıklığı oldu.Kitap güzeldi ancak diğer eserleriyle karşılaştırınca biraz daha vasattı.Özellikle Flora ve Desmond arasında aşk çok yüzeyseldi.Desmond kitapta varla yok arasındaydı.Benim için bir yağmur sonrası değildi açıkçası.Bunun dışında akıcı bir kitap.Yazarı takip etmeye devam edeceğim ama umarım bir daha hayal kırıklığına uğramam.Yazarı ilk defa okuyacakların kitabı daha çok beğeneceğine eminim.
Sarah Jio'nın en az beğendiğim kitabı bu kitap oldu. Bazı yerler yarım kalmış. Bazı yerlerde de okurken yer yer kopukluklar vardı. Yine de okunabilir. Konusu ilginç.
. İstilacı bitkiler şeytana benzer ; tekrar çıkmayacaklarından emin olmak için yapılabilecek tek şey direkt onlarla yüzleşmek , savaşmak ve kazanmaktır. Diğer yollar, sadece geçici çözüm olur. Kendi hayatımı düşünerek iç geçirdim. Otların her yanımı sarmasına izin veriyordum. Onlar mutluluğumu ve hatta çoğu açıdan hayatımı tehdit ediyorlardı. Peki neden ben de yüzleşemiyordum?
http://mehtapvekitap.blogspot.com/2014/05/okudum-bitti-55-son-kamelya-sarah-jio.html
sarah hanım sen oturaklı iyimser tatlı kişilerle bahar kokulu olaylar kurgula.girme bu grange tarzı gerilime cinayete zira başarılı değilsin.
Ciltsiz, 345 sayfa
Mayıs2014 tarihinde, Arkadya Yayınları tarafından yayınlandı