25 YIL SONRA 12 EYLÜLLE YÜZLEŞMEK 28 Şubat 1997de, bizzat yapanların post-modern diye niteledikleri bir darbe daha olduğuna göre, 12 Eylül 1980de Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptıkları Türkiyenin son darbesi değildi. Ama son klasik darbe idi. Bugün artık üzerinden tam 25 yıl, yani bir çeyrek yüzyıl geçmiş bulunuyor. Çeyrek yüzyılı vesile ederek onunla yüzleşmeye çalışmakta, sorgulamakta yarar var. 27 Mayıstan 12 Marta ve daha sonra da 12 Eylüle uzanan 10 yıllık periyotlarla gerçekleşen askeri darbeleriyle yüzleşemeyen, darbecilerinden hesap soramayan Türkiyenin önüne yeni darbelerin çıkması tesadüf olabilir mi? Koşullar ne kadar değişse de bu kez post-modern tarzda çıkıyor; ama yine çıkıyor!Başka ülkelerin yaptığını Türkiye neden yapamıyor? Darbeciler neden yargılanamıyor? Darbeciler neden her defasında geçici olduklarını söylüyor ve kendi iradeleriyle geri çekiliyorlar? Neden bütün darbeler Atatürkçülük adına yapılıyor? Darbeler neden başta geniş bir destek buluyor da, daha sonra halkın seçim şansı bulduğu ilk fırsatta darbelerin mağdurları en çok oyu alıyor? Darbelerden bir süre sonra her şey eski durumuna dönmüyor mu? Öyleyse darbeler ne işe yarıyor? İster klasik, ister post-modern olsun, bir daha darbe olmaması için, 12 Eylülün mağdurları/muhalifleri son klasik darbeyle birlikte tüm darbeleri ve Türkiyenin yakın siyasi tarihini tartışıyor. Bir daha asla diyebilmek yüzleşmekten geçiyor...
25 YIL SONRA 12 EYLÜLLE YÜZLEŞMEK 28 Şubat 1997de, bizzat yapanların post-modern diye niteledikleri bir darbe daha olduğuna göre, 12 Eylül 1980de Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptıkları Türkiyenin son darbesi değildi. Ama son klasik darbe idi. Bugün artık üzerinden tam 25 yıl, yani bir çeyrek yüzyıl geçmiş bulunuyor. Çeyrek yüzyılı vesile ederek onunla yüzleşmeye çalışmakta, sorgulamakta yarar var. 27 Mayıstan 12 Marta ve daha sonra da 12 Eylüle uzanan 10 yıllık periyotlarla gerçekleşen askeri darbeleriyle yüzleşemeyen, darbecilerinden hesap soramayan Türkiyenin önüne yeni darbelerin çıkması tesadüf olabilir mi? Koşullar ne kadar değişse de bu kez post-modern tarzda çıkıyor; ama yine çıkıyor!Başka ülkelerin yaptığını Türkiye neden yapamıyor? Darbeciler neden yargılanamıyor? Darbeciler neden her defasında geçici olduklarını söylüyor ve kendi iradeleriyle geri çekiliyorlar? Neden bütün darbeler Atatürkçülük adına yapılıyor? Darbeler neden başta geniş bir destek buluyor da, daha sonra halkın seçim şansı bulduğu ilk fırsatta darbelerin mağdurları en çok oyu alıyor? Darbelerden bir süre sonra her şey eski durumuna dönmüyor mu? Öyleyse darbeler ne işe yarıyor? İster klasik, ister post-modern olsun, bir daha darbe olmaması için, 12 Eylülün mağdurları/muhalifleri son klasik darbeyle birlikte tüm darbeleri ve Türkiyenin yakın siyasi tarihini tartışıyor. Bir daha asla diyebilmek yüzleşmekten geçiyor...