Bu roman, bir Özbek daha doğrusu bir Türkistan klasiğidir. Özbek yazar ve tarihçi Pirim Kadirov tarafından iki büyük cilt halinde kaleme alınan ve yirmi yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu tarihi, belgesel roman, tarihi seviyorum, ama akademik kitaplar arasında boğulmak istemiyorum diyenlere özellikle tavsiye edilir.Son Timurlu, bilhassa Batılı tarihçilerin cehaletlerinden dolayı yanlışlıkla Büyük Moğollar diye adlandırdıkları, bizdeki bazı sözüm ona tarihçilerin de aynı yanlışı tekrar ederek Moğollar yakıştırması yaptığı Büyük Mugalların yani Hindistan Babür Türk İmparatorluğunun, son Timurluların, Baburilerin baştan sona macerea ve dramalarla dolu hayat hikayesidir.Türk halkının kendine özgü bir alfabesi olması gerektiğini düşünen ilk ve tek Türk padişahı Babürdür. Hatta bu amaçla Sığnak alfabesinden faydalanarak kendine göre bir alfabe geliştirmiş, bunu öğretmek için Buharada medreseler açmış, fakat Uluğbey zamanında yaptıklarını pervasızca tekrarlayan Nakşibendilerin din elden gidiyor teranesiyle başlattığı saldırılar karşısında okulları kapatmak zorunda kalmıştır.Şeybaniler tarafından Türkistanda hayat hakkı tanınmayan son Timurluların bir avuç insanla Hindistana geçmelerinden sonra yaklaşık üçyüz yıl ayakta kalan büyük bir imparatorluğun kuruluş hikayesi, ne yazık ki Şii-Sünni çatışmalarının da ayyuka çıktığı bir döneme rastlamaktadır. O dönemde bu mezhep kavgaları öylesine artmıştı ki, bizde Molla Cami olarak bilinen Abdurrahman Cami bile sonunda bu kavgalardan yaka silkerek Ne sünninin itiyim, ni şianın eşeği! demek zorunda kalacaktır.
Bu roman, bir Özbek daha doğrusu bir Türkistan klasiğidir. Özbek yazar ve tarihçi Pirim Kadirov tarafından iki büyük cilt halinde kaleme alınan ve yirmi yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu tarihi, belgesel roman, tarihi seviyorum, ama akademik kitaplar arasında boğulmak istemiyorum diyenlere özellikle tavsiye edilir.Son Timurlu, bilhassa Batılı tarihçilerin cehaletlerinden dolayı yanlışlıkla Büyük Moğollar diye adlandırdıkları, bizdeki bazı sözüm ona tarihçilerin de aynı yanlışı tekrar ederek Moğollar yakıştırması yaptığı Büyük Mugalların yani Hindistan Babür Türk İmparatorluğunun, son Timurluların, Baburilerin baştan sona macerea ve dramalarla dolu hayat hikayesidir.Türk halkının kendine özgü bir alfabesi olması gerektiğini düşünen ilk ve tek Türk padişahı Babürdür. Hatta bu amaçla Sığnak alfabesinden faydalanarak kendine göre bir alfabe geliştirmiş, bunu öğretmek için Buharada medreseler açmış, fakat Uluğbey zamanında yaptıklarını pervasızca tekrarlayan Nakşibendilerin din elden gidiyor teranesiyle başlattığı saldırılar karşısında okulları kapatmak zorunda kalmıştır.Şeybaniler tarafından Türkistanda hayat hakkı tanınmayan son Timurluların bir avuç insanla Hindistana geçmelerinden sonra yaklaşık üçyüz yıl ayakta kalan büyük bir imparatorluğun kuruluş hikayesi, ne yazık ki Şii-Sünni çatışmalarının da ayyuka çıktığı bir döneme rastlamaktadır. O dönemde bu mezhep kavgaları öylesine artmıştı ki, bizde Molla Cami olarak bilinen Abdurrahman Cami bile sonunda bu kavgalardan yaka s... tümünü göster
400 sayfa