New York Times çok satanlar yazarı Victoria Alexander'dan umut dolu, vaatlerle süslü, kusursuz bir hikaye...
Arzu ve katıksız şehvetin cezbedici, büyüleyici ve gizemli daveti...
Hiçbir erkek keni isteği ile evlenmez ama her dük, kont ya da vikont bu görevi bir gün yerine getirmek zorunda olduğunuz bilir. Londra'nın el üstünde tutulan dört beyefendisi bir bahse girerler... ödül en uzun süre evlenmeden ayakta kalmayı başarana gidecektir. Warton Wikontu Gide on Pearsall ödüle giden yolda en şanslı kişinin kendisi olduğunu düşünmektedir. Bugüne kadar rahibin yağlı ilmeğini boynuna geçirmeden pek çok kadınla birlikte olmayı başarmıştır. Yolu Londra’nın skandallara imza atmış olan ismi Leydi Chester ile kesiştiğinde onu yatağına atacağına ama asla evlenmeyeceğine dair kendi kendine yemin eder. Güzel ve biraz yaramaz olan Judith ise oyunu kendi kuralları ile oynarken bile saygınlığını korumayı başarmıştır. Tecrübeleri ona evlilikten uzak durması gerektiğini öğretmiştir. Warton’ın öpücüklerine karşı koymak gibi bir niyeti yoktur, onun baştan çıkaran dokunuşlarını göz ardı etmesi ise imkansızdır. Fakat bir süre sonra ikisinin de cevabını merak etmeden duramadığı bir soru ortaya çıkar. Hem yaramaz olup hem de yüreğin gösterdiği yoldan gitmek mümkün müdür?
New York Times çok satanlar yazarı Victoria Alexander'dan umut dolu, vaatlerle süslü, kusursuz bir hikaye...
Arzu ve katıksız şehvetin cezbedici, büyüleyici ve gizemli daveti...
Hiçbir erkek keni isteği ile evlenmez ama her dük, kont ya da vikont bu görevi bir gün yerine getirmek zorunda olduğunuz bilir. Londra'nın el üstünde tutulan dört beyefendisi bir bahse girerler... ödül en uzun süre evlenmeden ayakta kalmayı başarana gidecektir. Warton Wikontu Gide on Pearsall ödüle giden yolda en şanslı kişinin kendisi olduğunu düşünmektedir. Bugüne kadar rahibin yağlı ilmeğini boynuna geçirmeden pek çok kadınla birlikte olmayı başarmıştır. Yolu Londra’nın skandallara imza atmış olan ismi Leydi Chester ile kesiştiğinde onu yatağına atacağına ama asla evlenmeyeceğine dair kendi kendine yemin eder. Güzel ve biraz yaramaz olan Judith ise oyunu kendi kuralları ile oynarken bile saygınlığını korumayı başarmıştır. Tecrübeleri ona evlilikten uzak durması gerektiğini öğretmiştir. Warton’ın öpücüklerine karşı koymak gibi bir niyeti yoktur, onun baştan çıkaran dokunuşlarını göz ardı etmesi ise imkansızdır. Fakat bir süre sonra ikisinin de cevabını merak etmeden duramadığı bir soru ortaya çıkar. Hem yaramaz olup hem de yüreğin gösterdiği yoldan gitmek mümkün müdür?
İlk tarihi aşk romanlarımdan biridir. Kapağını çok seviyorum ancak aynı şeyi kitap için söyleyemeyeceğim. Okurken baya sıkıldığımı hatırlıyorum. Şu an bu kitabı okumamış olsaydım alıp okumaya yeltenmezdim.
Çok övgüsünü duyduğum, merak ettiğim ve uzun zamandır kitaplığımın bir köşesinde duran bu eğlenceli seriye nihayet başladım ve ilk kitap bitti.
4 yakın arkadaş en son hangilerinin evleneceğine dair iddiaya tutuşurlar. Açıkçası benim en çok merak ettiğim kişi soğuk Amerikalımız Sinclair ama o 3. kitapta.
Ve gruptan ilk ayrılan kişi Gideon… Gideon başından toy zamanlarında 1 günlük evlilik geçmiş ve o evlilikte de hain Violet’in nişanlısını kıskandırmak için kullanılmış özünde iyi ama “kibirli” biridir. Bir davette gözde dul Judith’le karşılaşır ve onunla geçici addettikleri, ciddi olmayan bir ilişkiye girerler.
Judith ise genç yaşta evlenmiş ve genç yaşta dul kalmış, acılar çekmiş, kocasının intiharından kendini sorumlu tutan bir bayandır. Ne istediğini bilen, özgür ruhlu biridir. Aslında bu özgür ruhunun bir yandan da birlikte olduğu insanlara zarar vermemek için olduğunu ilerlerde görmekteyiz.
Bir yandan iki taraf hem kendi hem de birbirlerinin geçmişleriyle yüzleşmek zorundadırlar. Gideon’un halası ise onun genç bir kızla evlenmesini ve bir varise sahip olmasını istemekte, Judith’i çok yanlış bir seçim olarak görmektedir.
Kitabın ilk yarısı açıkçası beklentilerimi karşılamayacak kadar sıkıcı ve yavan geldi bana. Violet’in verdiği davetten sonrası eğlenceli ve okunur bir hal aldı benim için.Violet son zamanlardaki okuduğum kitaplardaki en ikiyüzlü ve çıkarcı kişiydi sanırım… Saçı başı yolunacak cinsten…
Kitabın ikinci yarısını okunmaya değer buldum…
Alıntılara gelince…
Midesinde kelebeklerin uçuşmaya başlayacağını da hiç ummuyordu. Hayır, bunlar kelebek olamazdı. Kelebekler son derece narin ve kırılgan yaratıklardı. Midesinde dönüp duran şeyler bundan çok daha fazlasıydı. Kelebekten çok kaza benziyorlardı. Hatta bir kaz sürüsüne. Düşünmeden ağzını açarsa dudaklarının arasından bir gaklama ya da bir tüy çıkabilirdi…
…..
“Ne olursa olsun kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim.” İç geçirdi. “Ya da bu kadar aptal.”
Helmsley kıkırdadı. “Aşkın belirgin işaretleri.”
“Keşke bilebilseydim.”
“Her zaman her şeyi bilemezsin, tecrübelerim bana bunu öğretti. Bilseydin her şey çok daha kolay olurdu ve aşk söz konusu olduğunda kolay diye bir şey yoktur.” Kadehini kaldırdı. “Aşk, inançların şekil değiştirmesine çok benzer.”
“Ya bu değişimden korkacak kadar ihtiyatlıysan?”
“O zaman olduğun yerde döner durursun. Kapana kısılırsın.” Helmsley ona baktı. “Ve yalnız kalırsın.”
Dört arkadaş en sevdikleri özel kulüple toplanmıştır. Evlenen arkadaşlarını kınayarak kadeh kaldırırlar. Kadehlerini aşk için kaldırsalar da düşünceleri oldukça farklıdır. Evliliğin kaçınılmaz olarak yerine getirecekleri bir görev olduğunu bilirler. Warton daha önce evlenmiş aşk onun için yolunda gitmemiştir. Nigel Cavendish zamanının çoğunu farklı kadınlarla geçirir, henüz tüm ilgisini tek bir kadın üzerinde yoğunlaştırmaya hazır değildir. Oliver Leighton aşka ya da evliliğe karşı değildir fakat hemen evlenmek gibi bir niyeti de yoktur. Aralarına yeni katılan Amerikalı arkadaşları Daniel Sinclair içinde durum farklı değildir.Fakat dört arkadaş aralarında en son kim evlenecek diye iddiaya girer. Evlilik bağından kaçmayı başaran girdikleri iddia da kazanan en son evlenen olacaktır. Karşılığında ise dört şilin kazanacaktır. Paranın bir önemi zaten yoktur sembolik olarak konulmuştur. En son sözleşmeye en iyisinden bir şişe konyakta eklerler.Sona kalan bununla gereken kutlamayı yapacaktır. Arkadaşları en son evlenecek kişinin Warton Vikontu Gideon Pearsall olacağını düşünür. Hepsi günün birinde evlenmek zorunda kalacaktı ama Gideon aşka inanmayıp hep alay ettiğinden sona kalacağını düşünürler. Gideon'da gurubun en çapkını olduğundan evlenmeyeceğinden oldukça emindir.
Leydi Chester zengin bir duldur. Judith genç yaşta evlenmiş ve genç yaşta dul kalmıştır.Kocasının intiharından kendisini sorumlu tutmuş acılar çekmiştir. Özgürlüğüne düşkün olduğu için ilişkileri kısa süren,skandalları eksik olmayan biridir. Evlenmeyi ise kesinlikle istemez.
İkili bir davette karşılaşırlar ikisi de evlenmeyi kesinlikle istemediğinden yakınlaşmalarını önce geçici bir ilişki olarak görseler de daha sonra tabi ki öyle olmaz. Birde Judith'i istemeyen Gideon'un genç bir kız ile evlenip varisi olmasını isteyen halası vardır. Her şeye rağmen ikili istemeyip,kaçtıkları evliliği ister hale gelir.
Büyük bir beklenti ile kitabı okumaya başladım ama beklediğim gibi bir kitap değildi.
Ne çekmişsin be Judith... Lucian'a üzülsem mi kızsam mı bilemedim ama karısına yaptığı çok adiceydi... Neyse ki Judith ruh ikizini buldu. Ve o ruh ikizi ahh o ruh ikizi... Böyle romanlar yüzünden kız kurusu olacağım ben de kjgjfk Gideon candır ama <3 Neysem bir şilin kaybetti ama olsun sonuçta sevdiği kadını buldu. :D
istediğim tarzda bir kitaptı. Memnun kaldım umarım siz de beğenirsiniz :)
Karton Cilt, 328 sayfa
10Mayıs2010 tarihinde, Epsilon Yayınları tarafından yayınlandı