Sosyal Teoloji orijinal kaynaklarla ilişkisini kurarak, insanın gerçek algılanma biçimini yeniden değerlendirmeyi ve kutsal kitaplardaki insan anlayışının dünyadaki tüm değişmelere ve gelişmelere katkı yapıp, hızlandırabileceğini ortaya koymayı hedeflemektedir.
Bu teolojiyle kaynağı tespit edilmeye çalışılan insan, ne Tanrının mutlak sıfatlarını kendi gücü için bir tehlike görüp Tanrıyı yok sayan bir ateist ya da deist, ne de kendini tümüyle Tanrının iradesine terk edip, ben olmanın getirdiği tüm sorumlulukları da Tanrıya havale eden sorumsuz ve salt kaderci bir varlıktır.
Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün, bu kitabında, insanın din içerisindeki yerini sorgulamakta, bu noktadan bir bakış açısıyla ufuk turu yapmaktadır.
Sosyal Teoloji orijinal kaynaklarla ilişkisini kurarak, insanın gerçek algılanma biçimini yeniden değerlendirmeyi ve kutsal kitaplardaki insan anlayışının dünyadaki tüm değişmelere ve gelişmelere katkı yapıp, hızlandırabileceğini ortaya koymayı hedeflemektedir.
Bu teolojiyle kaynağı tespit edilmeye çalışılan insan, ne Tanrının mutlak sıfatlarını kendi gücü için bir tehlike görüp Tanrıyı yok sayan bir ateist ya da deist, ne de kendini tümüyle Tanrının iradesine terk edip, ben olmanın getirdiği tüm sorumlulukları da Tanrıya havale eden sorumsuz ve salt kaderci bir varlıktır.
Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün, bu kitabında, insanın din içerisindeki yerini sorgulamakta, bu noktadan bir bakış açısıyla ufuk turu yapmaktadır.