Machiavelli 1527de öldü. Ölümünden bugüne dört yüz yılı aşkın zaman geçen Machiavellinin çalkantılı siyasal yaşamından çıkardığı Rönesans ruhunu dahi zorlayacak sonuçlar, temelindeki sarsıcı etkileri her dönem korumuştur.Kitabın tarihsel arka planı, antik Roma Cumhuriyetidir. Roma devletinin kararlılığının analizi, rasyonel askeri ve siyasal taktiklerinin güncel olarak geçerli olabileceği fikrine ağırlık kazandırır. Machiavellinin anlatımı açıktır.Temel yapıtı olan SÖYLEVLERde baştan sona aynı açıklığı korur. Ana eksen, cumhuriyetler, kuruluşları ve korunmaları için gerekli rasyonel önlemler olarak görünür. Ancak içine girdikçe devlet ve insan kavramları arasında uzanan çok sayıda yol bulunur. Cumhuriyet sistemi, devletle insan arasında öz-gürlük transferi dengesini sağlayarak bireyin özgür geleceği için nesnel bir güvence oluşturur. İnsanın doğası dönek ve güvenilmezdir. Bu durum, bütün siyasal sistemlerin tiranlığa doğru bozulma riski taşıması demektir.Dolayısıyla her sistem belli bir bozulma eşiğine sahiptir. Bu eşik geçildikten sonra artık devletin kendi kendini düzeltmesi olanaksız olur. Çünkü devlet mekanizmasının çarkları insan ilişkilerine dayanır; bozulma kök saldıkça, Thucydidesin antik Atinada olanlar için söylediği gibi, artık insanlar ara-sındaki adalet ortaklığı yerini suç ortaklığına bırakır.
Machiavelli 1527de öldü. Ölümünden bugüne dört yüz yılı aşkın zaman geçen Machiavellinin çalkantılı siyasal yaşamından çıkardığı Rönesans ruhunu dahi zorlayacak sonuçlar, temelindeki sarsıcı etkileri her dönem korumuştur.Kitabın tarihsel arka planı, antik Roma Cumhuriyetidir. Roma devletinin kararlılığının analizi, rasyonel askeri ve siyasal taktiklerinin güncel olarak geçerli olabileceği fikrine ağırlık kazandırır. Machiavellinin anlatımı açıktır.Temel yapıtı olan SÖYLEVLERde baştan sona aynı açıklığı korur. Ana eksen, cumhuriyetler, kuruluşları ve korunmaları için gerekli rasyonel önlemler olarak görünür. Ancak içine girdikçe devlet ve insan kavramları arasında uzanan çok sayıda yol bulunur. Cumhuriyet sistemi, devletle insan arasında öz-gürlük transferi dengesini sağlayarak bireyin özgür geleceği için nesnel bir güvence oluşturur. İnsanın doğası dönek ve güvenilmezdir. Bu durum, bütün siyasal sistemlerin tiranlığa doğru bozulma riski taşıması demektir.Dolayısıyla her sistem belli bir bozulma eşiğine sahiptir. Bu eşik geçildikten sonra artık devletin kendi kendini düzeltmesi olanaksız olur. Çünkü devlet mekanizmasının çarkları insan ilişkilerine dayanır; bozulma kök saldıkça, Thucydidesin antik Atinada olanlar için söylediği gibi, artık insanlar ara-sındaki adalet ortaklığı yerini suç ortaklığına bırakır.