Demokrasinin bir hoşgörü rejimi olduğu ağızlarda pelesenktir. Hoşgörü, aslında küçümseme içeren bir terimdir; Benim gibi olmayana tahammül ediyorum, veya Ben ne büyük adamım, seni olduğun şeyden ötürü hoş görüyorum, gibi anlamlar içerir. Aslında doğru terim barışçıl bir arada yaşamadır. Yani herkes kendi gibi olacak, farklılıklar hiyerarşi yaratmayacak ve kimse farklı olana zarar da vermeyecek, hoş da görmeyecek.Mehmet Ali Kılıçbayın denemeleri, siyasetten sanata, tarihten popüler kültüre, türbandan televizyon programlarına, kadın haklarından dine ve laikliğe kadar birçok konuyu içeriyor. Türkiyeyi her daim meşgul etmiş ve edecek olan bu konular, yazarın geniş bilgi dağarcığının ışığında, farklı bir bakış açısıyla değerlendiriliyor. Yaşadığımız ülkedeki çelişkilerin, tuhaflıkların, yanlışların altını çizen Şu Benim Ülkemi okudukça, toplumumuzun çarpık yönlerini yansıtan ne kadar çok olayın ve ayrıntının gözümüzden kaçtığına, her şeyin ne kadar kolay ve çabuk unutulduğuna tanık olacaksınız.
Demokrasinin bir hoşgörü rejimi olduğu ağızlarda pelesenktir. Hoşgörü, aslında küçümseme içeren bir terimdir; Benim gibi olmayana tahammül ediyorum, veya Ben ne büyük adamım, seni olduğun şeyden ötürü hoş görüyorum, gibi anlamlar içerir. Aslında doğru terim barışçıl bir arada yaşamadır. Yani herkes kendi gibi olacak, farklılıklar hiyerarşi yaratmayacak ve kimse farklı olana zarar da vermeyecek, hoş da görmeyecek.Mehmet Ali Kılıçbayın denemeleri, siyasetten sanata, tarihten popüler kültüre, türbandan televizyon programlarına, kadın haklarından dine ve laikliğe kadar birçok konuyu içeriyor. Türkiyeyi her daim meşgul etmiş ve edecek olan bu konular, yazarın geniş bilgi dağarcığının ışığında, farklı bir bakış açısıyla değerlendiriliyor. Yaşadığımız ülkedeki çelişkilerin, tuhaflıkların, yanlışların altını çizen Şu Benim Ülkemi okudukça, toplumumuzun çarpık yönlerini yansıtan ne kadar çok olayın ve ayrıntının gözümüzden kaçtığına, her şeyin ne kadar kolay ve çabuk unutulduğuna tanık olacaksınız.