Buralarda ölüm çok farklı algılanıyor. Buralarda insanlar ölüme bir son gibi bakmıyorlar. Buralarda hiçbir şey kesintiye uğramıyor. Hayat, ölüm ve çocukluk, her şey kesintisiz bir biçimde, aynı büyülü nerhe akıyor. Her şey bir çember çiziyor sanki. Ölenler yeniden doğuyor... Yeniden doğanlar ölmeye başlıyor... Hayat ölüme, ölüm hayata aynı anda karışıyor... Ve hayatta kalacak olanlarla ölecek olanlar birbirlerine öyle yoğun bir sevgiyle sarılıyorlar ki, işte o anda hayatla ölüm arasındaki o kesintisiz akışı görüyorum. Hayat ölümü alnından öpüyor... Ölüm hem gururlu, hem başeğmez, hem de küçük bir çocuk gibi utangaç ve masum... Ve her şey birleşip o büyülü nehre akıyor usulca. Ve o nehir sonsuzluğa akıyor. İşte bu yüzden korkmuyorlar birer birer ölmekten. Çünkü onlar bir kere sonsuzluğa inanmışlar. Binbir çeşit kentli kuşkunun pençesinde yaşayan ben bile işte o an inanıyorum: Bu çocuklar bir gün kazanacaklar.. Sonsuzluk tükenmez çünkü......
Buralarda ölüm çok farklı algılanıyor. Buralarda insanlar ölüme bir son gibi bakmıyorlar. Buralarda hiçbir şey kesintiye uğramıyor. Hayat, ölüm ve çocukluk, her şey kesintisiz bir biçimde, aynı büyülü nerhe akıyor. Her şey bir çember çiziyor sanki. Ölenler yeniden doğuyor... Yeniden doğanlar ölmeye başlıyor... Hayat ölüme, ölüm hayata aynı anda karışıyor... Ve hayatta kalacak olanlarla ölecek olanlar birbirlerine öyle yoğun bir sevgiyle sarılıyorlar ki, işte o anda hayatla ölüm arasındaki o kesintisiz akışı görüyorum. Hayat ölümü alnından öpüyor... Ölüm hem gururlu, hem başeğmez, hem de küçük bir çocuk gibi utangaç ve masum... Ve her şey birleşip o büyülü nehre akıyor usulca. Ve o nehir sonsuzluğa akıyor. İşte bu yüzden korkmuyorlar birer birer ölmekten. Çünkü onlar bir kere sonsuzluğa inanmışlar. Binbir çeşit kentli kuşkunun pençesinde yaşayan ben bile işte o an inanıyorum: Bu çocuklar bir gün kazanacaklar.. Sonsuzluk tükenmez çünkü......